Hz. Ömer halifeliği döneminde bir evin önünden geçerken içeriden gelen sarhoş naraları duyar. Suçüstü yapmak için gizlice pencereden içeri girer. İçki içen ev sahibini sofra üzerinde yakalar ve onu sert sözlerle azarlamaya başlar. Ev sahibi Hz. Ömer"e ”Ya Emir-el mü"minin evet ben bir suç işledim, fakat sen üç suç işledin. Ben içki içtim, sen ise Allah ”Gizli halleri araştırmayınız” buyurmasına rağmen gizli halimizi araştırdın. Peygamberimiz evlere izin almadan girmeyiniz demesine rağmen, sen izin almadan girdin. Allah resulü evlere kapıdan girmeyi emretmesine rağmen, sen pencereden girdin” der. Bunun üzerine Hz. Ömer ev sahibinden bir daha içki içmemek üzere söz alır, ceza vermeden vazgeçerek ondan özür dileyerek evden çıkar.

Burada geçen hadiseden anlaşılmaktadır ki, yakalayan da yakalanan da kendilerine yakışanı yapmışlardır. Her ikisi de yanlışlarını kabul etmiş, biri tekrar yapmayacağına söz vermiş diğeri ise özür dilemiştir. Kendilerini mazur gösterecek bir tartışmaya gitmemişlerdir. Çünkü Allah resulü onlara şunları tavsiye etmişti.” Her kim bir Müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah da kıyamet günü onun ayıplarını örter. Her kim de Müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği bir şeyini ortaya çıkarır ve dile düşürürse, Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder.

Günümüzde toplumun her kesiminde bulunan böyle insanların yanında birde medyada bunu meslek haline getirenler vardır ki, yaptıkları iş sadece insanların ayıp ve kusurlarını bulup bunları deşifre etmektir. Bu yaptıklarını haklı gösterecek hiçbir gerekçeleri zaten olamaz. Çünkü bunlar yaptıklarıyla insanları birbirine düşürmekte, aralarında kin ve düşmanlık tohumları ekmektedirler. Bunun yanında insanların tüm özellerini deşifre ederek kişileri itibarsızlaştırırken, kamu vicdanını da yaralamaktadırlar.

 Bura da bize düşen peygamberimizin tavsiyelerinden kendimize bir pay çıkarıp, insanların kusur ve ayıplarını örtmeli, onların açığa çıkmasını önlemeliyiz. Eğer bunu yapmazsak o zaman Allah"ın bizi hiç beklemediğimiz bir yerde utandırıp, rezil edeceğine her an hazır olmalıyız. Çünkü peygamberimiz bir şey söylemişse o mutlaka olacak demektir.

    Sözün özü, Allah insanların kusurların örtmeyi isterken bizler ortaya çıkartmaya, O bağışlamayı isterken bizler cezalandırmaya devam edersek, Allah Resulünün ifadesiyle, kınadıklarımızı ve ayıpladıklarımızı bu dünyada yaşamadan hayat sermayemizin bitmeyeceğini hatırlatmak isterim. Zaten yaşaması gerekenlerde bunları yaşamıştır.