DEĞİŞİM, AMA NASIL
Eski öğrencilerimden biri Facebook'tan kucağındaki sevimli çocuğuyla bir fotoğrafını paylaşmış ve isminin altına da,”Öğretmenim beni tanıdınız mı? “ diye bir not düşmüş. En son görev yaptığım liseden ayrılmadan önce, toplam 1200 öğrenci mezun ettiğimizi düşündüğümde 25 yıllık meslek hayatımda binlerce öğrencimin tamamını hatırlamam gerçekten çok zor.
Bu süre zarfında ilk mezun öğrencilerimiz şu an 40 yaşını aşmış durumdalar. Geçen zaman onların sadece yaşlarını değil, simalarını değiştirdiği gibi, birçoğunun soyadları değiştiğinden bu durumda çoğunu tanımak gerçekten pek mümkün olmuyor.
Doğan her günün tüm tabiatı değiştirdiği gerçeği kadar, insanların fiziksel değişiminin yanında sanırım en önemlisi onlardaki karakter değişimi olsa gerek. İnsanların zaman içinde sahip oldukları servet, kariyer, makam veya sosyal statü gibi kazanımlar birçok insanda ciddi değişimlere neden olabilmektedir.
Bu değişimler insanların sadece başkalarından farklı düşünme ya da farklı bir yerlerde bulunmasının yanında, kişisel anlamda daha önce aynı şartlarda birlikte olduğumuz ya da bizlere emeği geçen insanlardan farklı bir yaşam anlayışını da gerektirebilir. Böyle durumlarda bile insanlara karşı vefa duygusunu, dostluğu ve hakkaniyet duygularını asla terk etmemek gerektiğine inanıyorum.
Bir zamanlar birilerini kendimize rol model olarak almış da olabiliriz. Her zaman onun söz ve eylemlerini kendimize referans alma gibi bir zihinsel algıyı da doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Her insan kendi değişimini gerçekleştirirken mevcut konumunu bir zamanlar, her bilgiyi ya da doğruyu almak istediği birilerinden çok daha üst seviyeye getirmiş olabilir. Böyle durumlarda farklı düşünmeyi, ya da farklı fikirlerin mücadelesini yapmayı bir zenginlik olarak görerek, bu tür değişimlere açık olmayı öğrenmemizin hepimize faydası mutlaka olacaktır.
Değişim elbette insan merkezli olmalıdır. Ancak kendi hayatımızdaki değişim, mekânların, yetkilerin, görevlerin ve statülerin ötesinde kimliğimizden, benliğimizden ve özümüzden bizi uzaklaştırırsa, kaybettiklerimizi tekrar kazanabilmek için, her zaman yeni bir fırsatımız olmayabilir diye düşünüyorum.