Rol ve Gerçek
Bizim çocukluk yıllarında çok sık kullanılan bir kavram vardı. Doğal olmayan davranış ve tutum içinde olanlara “Artistlik yapma ya da senden iyi artist olur” gibi sözlerle kişinin yapmacık ve kurgulanmış tutum ve davranışları kınanırdı. Günümüzde ise bu “artist“ kavramı yerine daha çok “sanatçı” kavramı kullanılmaktadır. Çünkü insanlar senaryosuna göre karakter değiştirebildikleri işlerini bir sanat olarak görmektedirler. Bu nedenle canlandırdıkları pek çok rolü yadırgamadan yapabilmektedirler.
Bu insanların, “Sanatımızın gereğini yerine getiriyoruz” diyerek oynadıkları roller, pek çoğunun gerçek hayattaki kişilikleriyle ve yaşam tarzlarıyla da pek alakası da olmayabiliyor. Bizim onları izlerken rollerindeki kişiliklerine duyduğumuz hayranlık ya da öfkenin tam tersi duyguları, rolleri dışındaki yaşam tarzlarından dolayı duyabiliyoruz.
Buraya kadar rol yapma ve gerçek hayat algısını sadece artist ya da sanatını icra eden insanlar üzerinden açıklamaya çalışmamın nedeni, bu insanların işlerinin ve yaşam tarzlarının birbirine uyması veya uygunsuzluğunu anlatmak için değildi. Burada asıl sizlerle paylaşmak istediğim husus, çevremizde pek çok insanın gerçek kişilik ve kimliklerinden farklı olarak, sergiledikleri tutum ve davranışlarıyla, hiç de rol yapan bu insanlardan farklı olmadıklarını dikkatlerinize sunmaktı.
Acaba bu güne kadar çevrenizde rol yapan ya da rol yapmanın gereğine inanan pek çok insanın bulunduğuna bilmem hiç dikkat ettiniz mi? Bu yeteneğin sadece dizi ve sinema dünyasına ait olmadığını, aksine sosyal hayatta gerçek kişiliğinin ötesinde insanları yanıltan, yönlendiren ve farklı algılar oluşturan pek çok insanla birlikte yaşamak zorunda kaldığımızı size rahatlıkla ifade edebilirim.
Tabir yerindeyse dersine iyi çalışarak, rolünü gayet iyi yerine getiren bu insanların tamamına yakını çıkarcı, tamahkâr, bencil, makam ve etiket tutkunu, fırsatçı ve riyakârdır. Bunların dışında bu insanlara gerçek kişiliklerinin ötesinde farklı davranma zemini oluşturanların hiç de masum olmadıkları hususunda umarım bana katılırsınız.
Çevremizde çok kibar, nezaketli, mütevazı ve insan canlısı bazı kişilerin zamanı gelince nasıl adamına ve ortamına göre kalıba girdiğini gördükçe, emin olun insanların niyetine ve samimiyetine inanmakta her geçen zaman biraz daha zorlanmaya başlıyorsunuz. Bu konuda kişilere karşı doğru bir algı oluşması için insanların söz, tutum ve davranışlarına bakarak, hemen bir yargıya varmamak, muhataplarımızı iyice tanımak için biraz zaman geçmesini beklemek gerekir diye düşünüyorum.