İnsandaki güzellikleri görmek
Günümüzde insanlar arasında yaygın olan ve sanırım hepimizin farkında olduğu bir konuyu, bu yazımızda sizinle paylaşmak istiyorum. İkili ve çoklu ortamlarda fazlaca konuşulan bu konunun eminim ki, gıyabında bizlerde payımıza düşeni alıyoruzdur. İsterseniz konuya şöyle başlayalım. Bizlerde eleştirme ve kusur arama anlayışı mı daha baskın, yoksa her insana veya her olaya mutlaka güzel bir tarafı vardır diye mi bakıyoruz? Ya da yanımızda tanıdığımız bir insandan bahsedilince, onunla ilgili ilk önce hatırımıza ne geliyor? Veya biz başkalarının yanında konuşulunca, insanlar bizimle ilgili nelerden bahsediyorlar? Sahi başkalarının güzel yönlerini hep öteleyip de, neden eksiklerini veya zaaflarını öne çıkarıyoruz. İnsanların hata ve kusurları yanımızda konuşulunca suskun kalmak, yâda onun sözlerini destekler birkaç sözde bizim eklememiz yerine, o kişinin bildiğimiz güzel yönlerini paylaşmak, yapılması geren en doğru tavır değil midir? Yanımızda başkalarının kusurlarını anlatanların, bir başkasının yanında bizi de aynı şekilde konuşacağını bilmemiz gerekmez mi? Konuşanları susturmayıp ta suskun kalanlar, dostlarını sessizce kaybettiklerinin acaba farkındalar mı? İnsanlarda konuşulmaya değer o kadar çok şey varken, konuşmayı gerektirmeyen hasletlere yoğunlaşmak, emin olun gönül sermayesini tüketmekten başka bir anlamı olamaz. Bir insanda görmek istersek, mutlaka güzel bir yönü vardır. Görmek isteyen bir köpek ölüsünde görmüştü de onu. Sonra da göstermişti onu göremeyenlere.
Peygamberimiz bir gün ashabıyla Medine civarında dolaşırken, bir köpek leşine rastlarlar. Onun kokusundan herkes rahatsız olup, bir an önce uzaklaşmak isterken, Allah resulü (sav) köpeğe bakıp, tebessüm eder ve Ne güzel dişleri varmış. Der. Tam peygamberce bir bakış değil mi? Yeri gelmişken Mevlana"ya ait şu sözü es geçmek olmaz sanırım.Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayattan lezzet alır. İsterseniz bu sözü tersinden okuyalım ve şöyle bir sonuca varalım. Bazı insanlar vardır. Sürekli işinden, eşinden, yaşadığı toplumdan şikâyetçi olur. Hiçbir konuda olumlu konuşmaz. Bazı insanlar da vardır, yanında bir kişiden veya olaydan bahsedilse, mutlaka ona eleştiriyle yaklaşır. Peki, böyle bir insanının hayattan lezzet alması, güzel düşünmesi ve güzel görmesi mümkün mü? Bizim kültürümüzde her olaya olumlu bakarak şöyle söylenir değil mi? Her şey de bir hayır vardır. İşte böyle bir düşünceyi hayatının merkezine koyabilenler, emin olun hayatının her anın da etrafında gökkuşağı güzelliğinde bir sevgi çemberi bulacaktır. Evet, insanlar da kusur arama gibi bir meziyeti olana Mevlana"nın şu nasihatini özellikle hatırlatmamız gerekir. Ne kusursuz insan ara, nede insan da kusur. Birincisini zaten bulamazsın. İkincisin de ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp, sahibini değil, seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun.
Güzel bir örnekle konuyu bitirmek istedim. Çin de bir adam, iki ucunda testi olan bir çubukla su taşırmış. Bu testilerden birinin yanında çatlak varken, diğeri ise kusursuzmuş. Sağlam olan testinin dolusunu evine ulaştırırken, çatlak olanın suyunun ancak yarısı içinde kalırmış. İki sene bu şekilde geçmiş. Sağlam testi yaptığı işten gururlanırken, çatlak testi çok üzülüyormuş. Bir gün çatlak testi sahibine; Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, eve varana kadar suyun yarısı akıyor.Demiş. Adam gülümseyerek; Görmedin mi? Yolun senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu. Fakat kusursuz testinin tarafında hiç yok. Çünkü ben, başından beri senin kusurunu biliyordum. Senin tarafına çiçek tohumları ektim. Ve ben her gün su taşırken, sen onları suladın. İki senedir o çiçekleri toplayıp, masamı süslüyorum. Senin çatlağın olmasaydı, evime böyle güzellik veremeyecektim.Diye cevap vermiş.
Aslında hepimiz birer çatlak testiyiz ve kendimize has kusurlarımız var. Öyleyse insanlardaki kusurları değil, güzellikleri görmemiz lazım.