Ülke sınırlarını aşan ve birçok iç ve dış bağlantısı konuşulan son operasyonla ilgili, ülkemizde yapılan değerlendirmelerden ziyade dünya basınına yansıyan haber başlıklarından birini sizlerin algılarına sunarak, bu yazımda hepimizi meşgul eden son olayları farklı bir açıdan değerlendirmek istiyorum.

  En ufak bir bilgi kırıntısına sahip olunca derin tahliller yapan insanlarımızın, kendi içsel hesaplaşma yaklaşımının dışında, bir Batılı’nın bizlere bakışını yansıtan Almanya basınından bir gazete manşetini önce sizlerin takdirine sunmak istiyorum.Gazete ülkemizdeki son olayları bakın nasıl görmüş : ”Türkiye’deki İslamcıların mücadelesi”

  Biz ülke gündemini siyasal, partisel, cemaatsel, ırksal, bölgesel ya da sen ben mantığıyla değerlendirirken, Batı insanının bize tek bir bakış açısı vardır, o da dinseldir. Tarih boyunca bu böyle oldu, bundan sonra da böyle olacaktır.

  Onlar bizim partimize, cemaatimize, kendi aramızdaki farklılıklarımıza ve ihtilaflarımıza bakmazlar ve onlar içinde bir önemi yoktur. Çünkü onlar için hepimiz aynıyız. Yani halkı Müslüman olan bir ülkeyiz ve bizlerin güçlü olması onların menfaatleri için bir tehlike oluşturmaktadır. Bunu engellemek içinde kendi iç problemlerimizi her zaman fırsata dönüştürmeye çalışırlar.

Yaşadığımız son olaylara gelince,  elbette halkımızın huzurunun yanında emeğini ve hakkını korumak için tüm haksızlıklara ve yolsuzluklara karşı, ortak paydalarımızdan kaynaklanan hassasiyetlerimizi ortaya koymak zorundayız. Ama bunu yaparken de toptancı bir anlayışla, haksızlığı yapan insanların ait olduğu yerlere de tüm hıncımızla ve kinimizle saldırma insafsızlığını da yapmamamız gerekmektedir.

Farklılıkları ülkemiz adına bir zenginlik olarak görüp, bunu hizmette yarışa döndürmemiz gerekirken,birilerinin derin hesapları adına tüm enerjimizi hata ve kusur aramaya ve birilerini bertaraf etmeye ayırırsak, emin olun bunun galibi kendi içimizde asla olmayacaktır. Bu iç hesaplaşmanın galibi sadece bunu servise taşıyanlar, provakatif söylem ve eylemlerle her gün kaşıyanlar, sonucunu da ellerini ovuşturarak ve kadehlerini tokuşturarak bekleyenler olacaktır.     

  Evet, son yaşananları sağduyulu pek çok insan eminim ki istemezdi. Madem artık bir yola girildi, bu aşamada milletimizin menfaatlerini kendi menfaatlerimizin önüne koyup, mahkemelerin karar vermesini beklemenin ve bu konular üzerinde rastgele konuşarak birbirimizle olan kardeşlik hukukunu bozmamamız gerektiğine inanıyorum.

  Özellikle çok sık birbiriyle görüşen ya da birlikte çalışmak zorunda kalan insanların bu günlerde susup, bu sürecin sonucunun ülkemiz adına iyi bir şekilde sonuçlanması için hayır duasında bulunması yapılacak en güzel davranış olur diye düşünüyorum.