Yuvasına Ateş Taşıyanlar
Atmacanın biri yuvasında üç yavrusunu büyütüyormuş. Bir gün ateşte et pişiren birini görmüş. “Dur şuradan bir et çalayım, yavrularıma götüreyim” demiş. Sonra da “Hırsızlık yaparsam yavrularımın başına bir kötülük gelir mi? Sorusu düşmüş aklına.
Uçmuş hızla, ormanın bilgesi baykuşun ulu ağacına konmuş. Sormuş bilge Baykuş’a.
-Bilge Baykuş, ben bir şey çalsam, bunun cezasını ne zaman görürüm?
-En erken kırk gün sonra, demiş Baykuş.
-Kırk günden önce bir şey olmaz mı?
-Olmaz.
Atmaca rahatlamış, çünkü yavrularının kırk günden önce nasılsa yuvadan uçacak hale geleceğini biliyormuş.
Kapmış eti ateşin üzerinden, yuvasına götürüp bırakmış. Uçmuş yuvadan yeni avlar için. Akşamüstü dönüp geldiğinde bir bakmış, yuvası yanıp kül olmuş. Etin altına yapışan bir köz bütün yuvayı yakmış.
Atmaca hışımla baykuşa uçmuş, soluk soluğa;
-Hani hırsızlığımın cezası kırk gün sonra çıkardı? Ben eti çaldım, bir saat sonra yavrularımı kaybettim.
Bilge Baykuş sormuş.
-Daha önce hırsızlık yaptın mı?
-Evet.
-Bu, onun cezası. Bu gün çaldığın etin cezasını daha görmedin, kırk günden sonra da onu göreceksin.
Bu örneklere kıssadan hisse almak denir. Eskiden bu tür örneklerle insanlar eğitilir, doğruolan insani ve vicdani sorumluluklar öğretilirmiş.
Oysa günümüzde pek çok değerin içi boşaltılarak her türlü hırsızlığa, fırsatçılığa, kul hakkı ve haram kavramlarına saçma sapan yeni anlamlar yüklenilmektedir.Böylece toplum içinde bir güvensizlik, kaygı ve aldatılma düşüncesi bir virüs gibi yayılmaktadır. Yani birileri içinde bulunduğumuz geminin tabanını her fırsatta delmektedir.
Tekrar atmaca örneğine dönersek,kişi çalıştığı işin hakkını vermiyorsa, hak etmediği şeyleri elde ediyorsa, insanların haksız yere mağduriyetine sebep oluyorsa ve de fırsatçılığı hırsızlığa dönüştürüyorsa bilsin ki, ailesine bir ateş parçası taşımaktadır. Bu ateş bildiğimiz ateşin ötesinde karşılaştığımız her musibettir ki, zaten insan da başına gelen musibetin nerden ve hangi suçtan geldiğini bilmemektedir.
Hülasa, atmaca tercihini kullandı ve dersini aldı. Bize düşen ise, bu hikâyeden kendimize ders almaktır. Çünkü herkes tercihinin sorumlusu ve mahkûmudur.