EN GÜVENLİ YER OKUL
Yaşanan deprem felaketinin ardından çok üzgünüz. Birçok şeyden utanıyoruz.
İnsanlığımızdan, çaresizliğimizden, zaaflarımızdan, kayıplarımızdan, plansız yapılan işlerimizden, yasalarımızdan, görmezden gelmelerimizden, kurumlarımızdan ve en önemlisi eğitimsizliğimizden...
Pandemiden sonra eğitim-öğretimin, okulun ve gerekliliğinin önemini anladığımızı düşünüyoruz.
Hayat tüm acılara ve olumsuzluklara rağmen devam ediyor. Öyle ki bu felaketin etkileri ve çekilen acılar birkaç yılda kapanacak gibi değil. Pek çok sıkıntının üzerine bu kış gününde böyle bir felaketi yaşamak olur gibi görünmüyor. Sizler de bilirsiniz ki en zor ve ötelenmiş işler, sınavlar hep en zor zamanda gelir. Bugün hangi aklı başında uzmanı dinlesek, bilime ve eğitime gönderme yapıyor.
Ve önümüzde hiç kimsenin elinde olmayan bir örnek var. Bilime ve akla inanan, bir milleti küllerinden doğuran ve pek çok ülke ve insana ilham veren Atatürk. Ve onun neferleri olacak olan, bu kutsal görevi; öğretmenliği her koşulda icra edecek olan öğretmenler.
Diğer önlemler mi, fiziki koşullar mı, okul neresi mi, suçlu kim mi, personel sorunu mu, yardımlar mı...
Önce okul.
Her şeye rağmen pes edilmemeli. Bir an önce eğitime-öğretime devam edilmeli. Çünkü yeniden doğmanın tek ve uzun yolu; bilim-akıl-eğitim-öğretim. Hem toplumu ayakta kılacak olan hem de çocuklarımızın en sağlıklı ve gelişeme yönelik olacakları, geleceğin ve umudun aşılanacağı yerler okullar. Okul neresi mi? Okul her koşulda her yer ve onu var eden öğretmenler.