Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Hüzeyfe FINDIK
Hüzeyfe FINDIK
Adam Gibi Adamdılar
 Aynı dönemin ve aynı medeniyetin insanıydılar. Kimileri soylu bir aileden, kimileri tanınmış bir kabileden, kimileri ise kimsesiz ve garibandılar. Yaşadıkları dönemde herkesin değer verdiği farklılıkları bir tarafa bırakarak, hep birlikte yeni bir insan ve yeni bir toplum inşa etme davetine uyarak bir araya geldiler.
 
  Acıların her türlüsünü yaşarken bir defa olsun Hz. Musa(AS) nın kavminin  “Ey Musa senden öncede zulmün her türlüsünü görüyorduk, sana inandık ama yine zulümden kurtulamadık” dedikleri gibi bir gün olsun liderlerine şikâyette bulunmadılar. Aksine her zorluk onları birbirine daha da kenetledi.
 
  Onlar acıları paylaştıkları gibi ellerindeki servetleri de paylaştılar. Öyle ki İçlerinden biri bolluk içinde yaşarken, bir diğeri asla yokluk çekmedi. Allah onları kardeş kılmıştı ve bu kardeşliğin gereğini yerine getirmede en ufak bir tereddüt göstermediler. İyilikte ve cömertlikte birbiriyle yarıştılar. Bir ordunun tüm ihtiyacını karşılayacak kadar gönülleri zengindi.
 
  Asla birbirlerinin arkasından gıybetini yapmadılar,  fesat çıkarmadılar,  menfaatleri için arkadaşlarına ikiyüzlü davranmadılar. Doğru sözlü ve dürüsttüler. Emaneti korurlardı, elleri ve dilleri ile emindiler.  Alışverişte hile yapmazlar, birbirlerinin kusurlarını gizler ve ayıplarını örterlerdi.
 İbadetleri gösterişten uzaktı ve yaptıkları iyiliklerin reklamını yapmazlardı. Sade yaşar,  israfa kaçmaz, mal biriktirme yarışı yapmazlardı. Sahip olduklarıyla kibirlenmez,  hiç kimseyi her hangi bir nedenden dolayı küçümsemezlerdi. Tevazu sahibi ve alçak gönüllüydüler.
 
 Kendilerine görev verilmediği sürece bir yere talip olmaz, onu elde etmek için aracılar bulmazlardı. Makam ve mevki hırsları yoktu. İnsanın sorumluluğunu almanın adeta ateşten bir gömlek olduğunu bilirlerdi. Kendilerine takdir edilen işi en iyi yapmak için gayret gösterir, halka hizmet etmeyi Hakk’a hizmet etmek olarak görürlerdi.
 
  İşlerini yaparken adaletten ayrılmazlar, kimseye haksızlık yapmaz, aleyhlerinde dahi olsa hakkı söylemekten kaçınmazlardı. Kendilerine karşı yapılan eleştirileri olgunlukla karşılar,  hatalarını kabul eder,  kul hakkından sakınır ve ehli olmadıkları işlere asla yaklaşmazlardı. Görevlerini halkın bir emaneti olarak görür ve zamanı gelince o emaneti bir başkasına vermede asla ayak diretmezlerdi.
  Halktan biri gibi yaşar,  şikâyetleri dinler ve kendilerine yapılan her türlü kaba ve uygunsuz söz ve davranışlara asla karşılık vermezlerdi. İnsanlara kin gütmez ve intikam almaya çalışmazlardı.  Pek azı rahat yataklarda ölümü karşıladılar.  Şehitlik arzusu ile yaşayıp, çoğu da bu şeref ve onuru kazanarak, arkalarında derin izler bırakıp Rab’lerine kavuştular. Çünkü onlar, liderlerinin “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz”  sözünü kendilerine hep şiar edindiler.
 
Bu yazı toplam 19503 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber