Kırmızı Kalemliler
Hindistan"da bir ressam yetiştirdiği öğrencisine; Tamam artık sen bu işte mahir oldun. Git şehrin en işlek yerine resmini sergile, ama yanına birde kırmızı kalem al. İnsanlar senin resminde beğenmedikleri yerlere çarpı koysunlar der.
Ressam hocasının dediğini yapar. Ertesi gün gelip geçenlerin karaladığı resim tanınmaz hale gelir. Diğer gün hocası, Bu defa da resmin yanına boya ve fırça koy. Resmin üzerine de Düzgün olmayan yerleri düzeltiniz! notunu ekle der.
Ertesi gün bakar ki, resme dokunulmamış. O zaman hocası; İnsanlara fırsat verdiğin de seni ne kadar acımasızca eleştirdiklerini gördün. Resim yapmasını bilmeyenler dahi resmine el attı, onu karaladı. İkinci günde ise, onların düzeltici, yapıcı olmasını istedin, kimse cesaret gösteremedi der.
Bu da benim yaşadığım bir örnek. Ankara"da görev yaptığım yıllarda bir öğretmen arkadaşımla resim galerisine, bir sergiyi görmeye gitmiştik. Serginin sonuna geldiğimiz de arkadaşıma eserler hakkında görüşlerini sormuştum. O ise; Hiç beğenmedim, çünkü fırçayı eline almış, rastgele sallamış, işte al sana bir tablo demişti. Arkadaşım sanırım yanında sürekli kırmızı kalem taşıyanlardan olsa gerek ki, yıllarca alınmış bir eğitimin, onca emeğin ve de sahibinin üzerini eliyle değil fakat diliyle çizivermişti.
Şöyle etrafımıza dikkatli bir şekilde baktığınızda insanların çoğunun tabir yerindeyse kırmızı kalemlerini yanlarından hiç ayırmadıklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Bu insanların en büyük özelliği genel anlamda pragmatist düşünmeleridir. Böyle olunca da işlerine gelmeyen her konuda her söylenen sözü ve yapılan her işi eleştirmek için mutlaka bir nedenleri vardır. Ön yargılıdırlar. Bunlar birilerinde sürekli eksik ve hatalar ararken kendilerini asla sorgulamaz ve sorgulatmazlar. Eleştirdikleri konularda daha önce ne bir çalışmaları ne de deneyimleri olmuştur. Ama bir uzman edasıyla konuşmaktan asla geri durmazlar.
Kırmızı kalemlilerle birlikte iş yapabilirsiniz, fakat onlar işlerin her zaman istedikleri gibi sonuçlanmasını beklerler. Çünkü olumsuz ve sıkıntılı sonuçları beğenmezler. İnsanları suçlamak ve yargılamak için birçok gerekçeleri varken, mevcut durumu düzeltme konusunda çözüm üretmeye bir türlü yaklaşmazlar.
Kırmızı kalemlilerin bir kısmı neredeyse her konuda bilgi sahibi olduklarını göstermeye çalışırlar. Ekonomiden siyasete, eğitimden tutunda her türlü sosyal meselelerde de mutlaka fikirleri vardır. Kısaca bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlardır. Kendi işlerini en iyi yapmaları gerekirken, sana işini öğretmeye çalışırlar. Toplumun her kesiminden bunları görmek mümkündür. Daha geçen hafta arı işleriyle uğraştığını söyleyen, bir öğrenci velisinin okul idareciliği konusunda bana adeta brifing vermeye çalışması yaşadığım yeni bir örnekti.
Sizler hangi kırmızı kalemlileri tanıyor ve bunlar hakkın da ne düşünüyorsunuz bilmiyorum. Ama ben şunu anladım ki, eğer mutlu olmak istiyorsak asla herkesi memnun etmeye çalışmamalıyız. Çünkü herkesi memnun etmeye çalışanların mutsuzluğu başlamış demektir. Yaptığımız işi severek yapmalı ve kararlı olmalıyız. Çünkü kıymet bilen birileri mutlaka olacaktır. Sizi anlamayanlara da fazla üzülmeyiniz. Çünkü kıymet bilmeyenlere olduğundan fazla değer verirsek, emin olun bize değer veren insanlara haksızlık yapmış oluruz.