BİRAZ TEBESSÜM
İnsanın bir başkasına gülümsemesinin sadaka olarak kabul edildiği bir inanca sahibiz. Millet olarak latife yapmak, şakalaşmak ve güler yüz göstermek bizim değer verdiğimiz hasletlerdir. Nasrettin Hoca, Hacivat ve Karagöz gibi mizahın duayenleri bu milletin yüzyıllardır sahiplendiği ortak değerleri olmuştur. Kendimize has fıkralar bizim gülümseyen yüzümüzün ve tebessüm anlayışımızın temelini oluşturur. Asık bir surat, sert bir bakış, kızgın bir üslup toplum olarak kabul görmezken, tatlı bir dil ve güler bir yüz, aşığımıza ve maşukumuza gönül köprüsü, sazımıza ve türkümüze ilham kaynağı olmuştur.
Bütün bunlara rağmen, saygınlık, otorite ve disiplin adına, aileden iş ortamına kadar sosyal hayatın her alanın da, asık suratlı olmayı ve asabi tavırları adeta bir meziyet haline getirenlerle istemesek de birlikte yaşamak zorunda kalabiliyoruz. Bu toplumda baba ve koca otoritesini sertliğe, amir saygınlığını ise aşırı ciddiyette mahkûm edenlerin sayısı hiç de az değildir. Özellikle eğitim kurumlarımızda disiplin adına sert ve katı tutumların dönütü hiç de olumlu olmamıştır. Böyle davranılmasını istemek, bazı eğitimciler tarafından neredeyse bir meslek tecrübesi gibi tavsiye edilmektedir. Öğretmenliğe heyecan ve idealist düşüncelerle başlayan pek çok arkadaşımıza, söylenen klasik sözlerden biri:Derse girdiğin ilk gün, sakın öğrencilere güler yüz gösterme ve ciddi davran, yoksa asla disiplin sağlayamazsın. Olmuştur. Hatta ilk dersin de bir bahane bulup, bir öğrenciyi dövmeyi öğretmen otoritesini kurma adına, tavsiye edenler de yok değildir. Bu nedenle öğrencilik yıllarımızdaki, kaba, sert ve asık suratlı öğretmenlerimizden ziyade, güler yüzlü ve tebessüm yüklü öğretmenlerimiz bizim hayatımızda çok güzel izlenimler bırakmıştır.
Tebessümü lüks tüketim olarak görmek.
Eğitimden aile hayatına kadar, huzur veren bir gülümsemeyi ve tatlı bir tebessümü lazım olursa kullanırım diye düşünenler kadar, özellikle devlet kurumlarında çalışan bazı insanların, işini yapmak zorunda oldukları kişilere gülümsemeyi ve tebessümü lüks tüketim olarak algılamaları, çoğumuzun eminim ki moralini bozmaktadır. Yeni bir güne asık bir suratla başlayanlar, hiçbir yerde kabul görmezken, günün bitimine kadar yoğun bir tempoyla çalışan ve bunu muhatabına hissettirmeden tebessüm eden insanlar, toplumda her zaman aranılan insanlar omuştur. Evet, insan olarak elbette üzüntülü bir güne başlamış olabiliriz. Ama bu ruh hali bizim başkalarına karşı, asabi bir tavır almamızı ve kırıcı olmamızı gerektirmez. Muhataplarımız da bunu asla hak etmemektedirler. Bir moral bozucu davranış çoğu kez tüm günümüzü ve o günkü sosyal ilişkilerimizi olumsuz etkileyebilmektedir. Oysa insanlara göstereceğimiz bir güler yüz ve küçücük bir tebessüm, domino taşları gibi bir sonrasını da olumlu etkileyecektir. Vereceğimiz şu örneğin, bu konuyu en iyi şekilde ifade edeceği kanaatindeyim.
Küçük bir kız evlerinin önünde oyun oynarken, oradan geçen üzüntülü birine gülümser. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep olur. Bu moralle kısa bir süre önce kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırlar. Hemen bir not yazar ve arkadaşına yollar. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflenir ki, her gün yemek yediği lokantada, garson kıza yüklü bir bahşiş bırakır. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş almıştır. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını, her zaman köşe başın da oturan fakir adamın şapkasına bırakır. Adam bu neşeyle, bir saçak altın da titreşen köpek yavrusunu görünce, kucağına alır ve evine götürür. Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için son derece mutlu olur. Sıcak odada uzun süre neşeyle koşar. Gece yarısından sonra apartmanı saran dumanları hisseder. Bu bir yangının başlangıcıdır. Dumanı koklayan köpek, öyle bir havlamaya başlar ki, önce fakir adam uyanır, sonra da bütün apartman. Apartman sakinleri dumandan boğulmak üzereyken, böylece ölümden kurtulurlar. Bütün bunların hepsi, bir tebessümün sonucu olmuştur. Bu örneği okuyunca, eminim ki sizlerinde yüzünde bir tebessüm oluşmuştur. Evet, tebessüm bedavadır. Alanı memnun eder, vereni ise üzmez.