Beş Maymun
Kafese beş maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur ve tepesine de bir iple bir kangal muz asılır. Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır.
Her bir maymun aynı denemeyi yapar, buz gibi soğuk suyla ıslatılır. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar. Bir süre sonra muzlara doğru hareketleneni diğer maymunlar engellemeye başlar.
Su kapatılıp maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur. İlk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu bir de döverler.
Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha,yeni bir maymunla değiştiriridir. Ve o da merdivene yaptığı ilk atak da dayak yer. Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de biraz önce diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci maymundur.
Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.
Sonra en baştaki ıslanan maymunların dördüncü ve beşincisi de yenileriyle değiştirilir. Ama tepelerinde o bir kangal muz hala asılı olduğu halde artık hiç biri merdivene yaklaşmamaktadır.
Neden mi?
Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir.
Bunun adı peygamberimiz zamanında müşriklerin atalar dini, bizde tahribata uğramış töre ya da gelenekselleşmiş anlayışlar oldu.
Şöyle bir düşünecek olursak, “ Boş ver sen mi değiştireceksin, hiç uğraşma, kimseye karışma el ne yaparsa sende onu yap, sen daha mı iyi bileceksin, bunda da vardır bir hikmet, fazla kurcalama ” benzeri anlayışları nasıl yok sayabiliriz ki?
Çalıştığın iş yerinde birçok zoraki kabullenmelerin adı kurumsal kültür, sosyal aktivitelerde ekip ruhu ya da İslami hizmetlerdebuna manevi bir kimlik giydirilerek, adına da itaat, teslimiyet veya samimiyet denmiştir.
Kim neyi, neden yapıyorsa sormalı, sorgulamalı ve bilinçli bir şekilde yapmalıdır. Çünkü kendimiz olacaksak buna mecburuz. Herkesi kabullere zorlayarak “sus, konuşma, itaat et, çok oluyorsun, sen kendini ne zannediyorsun veya fitne çıkarma yaklaşımlarıyla adam yetişmez, sadece modern köle kişilikli insanlar yetişir.Bu ne kadar mı devam eder? Bunu anlayanların özgürlük arayışı başlayacak ve ilk fırsatta ise, insanlar kendilerine yeni bir yol seçeceklerdir.