Kentler, tarihleri, kültürleri, mimarileri, doğal güzellikleri, en önemlisi içinde yaşayan insanlarıyla özel ve önemliler. Adana'ya ilk kez gelen bir arkadaşımızla paylaştığımız kısa ama kaliteli zaman diliminde Adana üzerine konuştuk! Sonra farkettim ki aslında bizlere doğal gelen ama birçok kişinin haberi bile olmayan tarihi kültürel ve coğrafi birçok değere sahibiz.

19.yüzyılın sonlarında Adanalı Yeğenzade Sadi Bey'e aşık olan Erenköylü Ruhiye Hanım'ın bestesi olan 'Aman Adanalı' türküsü çalınır söylenirde acaba hikayesini kaç Adanalı bilir? Ruhiye Hanımın yazdığı türkü o kadar beğenilir ki, türkü dilden dile dolaşmaya başlar. Saraya ulaşan bu gizli aşktan Ruhiye Hanımın babası tersane nazırı (Denizcilik Bakanı) Muhittin Paşa rahatsız olur. Çevreye yayılan dedikodular nedeniyle evinde bu türküyü yasaklayarak kızını denetim altına alır. Saraydan gelen bir telkin üzerine, Ruhiye Hanım ile Harbiye'yi bitirip Kuleli Askeri Okulunda öğretmen olan Sadi Bey evlenir. Erenköy'deki konağın bahçesinde ise sabaha kadar 'Aman Adanalı' türküsü çalar. Sonrada türkü notaya uyarlanarak günümüzdeki şeklini alır.'diye bahsederken adım adım Merkez Camii'ne yaklaşmışız. Sadece fotoğraflardan tanıdığı Türkiye ve Ortadoğu'nun en büyük camisini Seyhan nehrinin kenarını süslerken görünce heyecanlandığını fark ettim. Sonra içten içe hayıflandım, marka şehir olmaktan ne kadar uzağız. Hemen hemen her gün önünden geçtiğimiz birçok değeri bir yabancının heyecanıyla sanki yeniden keşfediyoruz.

Olanca heybetiyle şehrin orta yerinde bulunan Taşköprü hala hak ettiği görüntü ve düzene sahip değil. Dünyanın kullanılabilen en eski köprüsü unvanına sahip Taşköprü M.S.117 yılında yapına başlanmış olan 2000 yıla yaklaşan geçmişiyle hala ayakta ve Adanalılara hizmet etmeye devam ediyor.

Nice medeniyetle ev sahipliği yapmış olan kentimiz şehir dışından gelen misafirlerimiz tarafından hala dünyanın en büyük köyü olarak adlandırılıyor. İstanbul'a gitmek isteyen birçok vatandaşımız için konaklama ve sıçrama tahtası olan güzel Adanamız, aldığı göç nedeniyle de her geçen gün kent kimliğini tamamlama noktasında gerilemekte. Ne acıdır ki şehre girerken beraber sanki binaların üstüne bir kasvet çökmüş' Şehir alabildiğine tozlu, puslu bir görüntüye sahip...

Bireysel kalitenin artması, toplumsal kalitenin artmasına, toplumların çabaları da yaşadıkları dünyanın değiştirilmesine neden olacaktır. Seyhan nehrine nazır güzel kampüsüne görenin gıpta ettiği Çukurova Üniversitesi bu anlamda öncü kuvvet olarak çalışıyor. Öğrencilerden oluşan gönüllü bir ekip Adana'yı tanıtmayı misyon haline getirmiş, onlar sayesinde ziyaret ettiğimiz Adana'nın sırtını dayadığı Aladağlar'daki dünyanın en yüksekten düşen 2.şelalesi olan Kapuzbaşı insanı fazlasıyla büyülüyor.

Şehrimize sahip çıkalım, gelecek nesillere bırakacak hatırı sayılır miraslarımızı hoyratlığın gölgesinde bırakmayalım.

Adanalı olmayı bilenlere. Badem beyazı umutlarla!