Anne Baba Bana Su Ver Nesli
Okulumuzda YKS de ikinci gün. Sınav için öğrenciler sınıflara alınmaya başladı. Binayı dolaşıyorum. Koridorda öğretmen ve öğrencilerin kullandığı bir oturma alanı var. Burada üç genç oturmuşlar sohbet ediyorlar. Binaya giren her öğrenci sınıflara gittiği halde bunların oturma süresi uzayınca uyarmak için yanlarına gittim.
Erkek öğrencilerden biri ayak ayaküstüne atmış öyle bir oturuşu var ki, buradan size nasıl tarif edeyim bilemedim. Yanlarından görevli öğretmenleri geçmesine rağmen hiç umurunda değil. Onlara yaklaştım, fakat gencin oturma şeklinde hiçbir değişiklik olmadı.
“Dün yine siz burada aynı kişiler olarak sohbet ediyordunuz sanırım ve sende yine aynı bu şekilde oturuyordun değil mi?” dedim. Genç “Laubali bir şekilde, evet dün burada oturan bizdik ve ben yine böyle oturuyordum” diye cevap verdi. Daha fazla konuşmaya gerek görmeyerek onları sınıflarına gönderdim ama gençlerimizin ortaya koyduğu davranışa da üzülmekten başka bir şeyde yapamadım.
Bu benim karşılaştığım ilk nezaketsizlik değil, biliyorum ki sonuncusu da asla olmayacak. Tüm gençlerimizi ve ailelerini tenzih ediyorum ancak, her geçen gün neslimizde ciddi anlamda bir adab-ı muaşeretten uzaklaşma olmakta ve bu durum herkesi derinden etkilemektedir.
Anne ve babalar çocuklarının isteklerini yerine getirme konusunda, onların psikolojik baskıları altında bocalamaktadırlar. Evde anne ve babanın duruşunun etkilerini de öğrenciler okula taşımakta ve biz eğitimcilerse bunları düzeltme konusunda oldukça fazla yıpranmaktayız.
Evde ya da okulda eğitim denen ve temelinde insan yetiştirmek olan ve bir başka anlamıyla da “adam olmuş” bir birey ortaya çıkarmak için önceliklerimiz konusunda bilerek yâda bilmeyerek birçok hata yapıyoruz. Geleceğimizi teslim edeceğimiz çocuklarımızın, ailesine hayırlı bir evlat ve ülkesine de faydalı bir insan olması için, önceliklerimizin ne olduğu konusunda yeterli bilgi ve bilince de sahip değiliz ne yazık ki.
Çoğu defa öğrencilerimize şunları hatırlatmışımdır. “İyi bir okulda okuyorsunuz, iyi öğretmenleriniz var. İyi bir öğretim alıyorsunuz. İyi bir dereceyle okuldan mezun olacaksınız. Sonra iyi bir üniversitenin, iyi bir bölümünü kazanacaksınız. Buraları bitirince çoğunuzun iyi bir işi olacak. İyi paralar kazanacaksınız. İyi arabalara binecek ve iyi evlerde yaşayacaksınız. Peki, hayatta her şey bunlardan mı ibaret? Asla.
Ne eğitimin hedefi ne de çocuklarımızın geleceği sadece bunlar üzerine inşa edilmemelidir. Maalesef çocuklarımızı bizi biz yapan önceliklerimizle yetiştiremiyoruz. Pek çok değerlerimiz gençlerimizin alay konusu haline geldi. Büyüklerine şaka ve eğlenme adına çektikleri görüntüleri bile pervasızca yayınlamaya başladılar. Eğer evlerimizde çocuklarımıza gerekli olan değerler eğitimim verip, onlara sorumluluklarını öğretemezsek, inanın bir gün gün gelecek onların her istediğini yapmaya, hatta içecek suyunu bile vermeye hazır olmalıyız. Böyle giderse, emin olun o suyu bizden kesin isteyecekler.