Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Hüzeyfe FINDIK
Hüzeyfe FINDIK
Eğitimciler Ne İster?

   Eylül Ayı hayatımıza yenileri katmanın bir başlangıcı olduğu gibi, ara verilmiş birçok işlerin tekrar başlamasının da diğer adıdır adeta.  Özellikle de biz eğitimciler için ayrı bir önemi vardır, yeni bir mevsimin bu ilk ayının. İlk tayinler, farklı bir yerde göreve başlamalar, heyecanlı koşuşturmalar, insanlar arasında ilk kaynaşmalar, bu ayda yeni bir anlam katar farklı hayatlara.  

Eylül ayının en büyük anlamını, 15 milyona yaklaşan öğrencisiyle, yüz binleri aşan öğretmeniyle, okulları destekleyen birçok yan sektörüyle, yazın bitmesini bekleyen heyecanlı yürekleriyle ülkemizin en büyük gerçeği olan “Bizim camia” ifade eder desem sanırım yanılmamış olurum.

 

  İşte bu camianın gerçeklerinden birkaçını hatırlatmayı istedim bu yazımda. Çünkü biz sustukça, bizimle ilgili herkes konuşuyor. Bizi meydanlara çağırıp, masada pazarlık yapanlar ise,  derdimizi bir türlü anlatamıyor anlatmak istediklerine. Bu nedenle her yeni eğitim dönemine ümitle giren, fakat ne istediği pek sorulmayan sessiz bir çoğunluktur bizim camia. Öyle ki bizler sadece ekonomik anlamda yaşam kalitesinin yükseltilmesinin ötesinde, kendilerine değer verilmesini bekleyen, fakat bunu tek bir cümleyle de olsa pek duymamış ülkenin en uyumlu kitlesiyiz.  Yıllar böyle akıp geçiyor ve sadece birbirimize teselli olsun diye mütemadiyen biz konuşup yine biz dinliyoruz.

 

  Bizler çok fazla talebi olan insanlar değiliz. Sadece her defasında bizden istenen fedakârlığın çok azını başkalarından görmek istiyoruz. Çıkarılan disiplin yönetmelikleriyle öğrencisinden velisine kadar her kes korunurken, bizlerin artık keyfiliğe dönüşen ve klavye tuşlarına ya da bir telefon numarasına indirgenen şikâyet furyası altında çalışmak istemiyoruz.

 

  Yıllardır eğitim camiasının kendileri için beklediği kılık kıyafet yönetmeliği şablonculuktan öteye gitmezken, yoruma ve inisiyatife açık ve öğrencilerin kontrolü imkânsız özgürlüğünün getireceği problemlerle okullarımız belirsizliğe itilmiştir.  Bununla da kalınmayıp bir de öğrenciye yapılacak yanlışlarda hesap sorulacağının ilan edilmesi, bir kez daha bizleri derinden yaralamıştır. Öyle ki, artık bir ilkokul öğrencisi bile öğretmenine ders yaptırmamakta, velisi ise okula gelip hesap sorabilmektedir.

 

 Bütün bunlar yetmez gibi, bir öğretmenimiz öğrencisine okuldan çek git, ya da bir okul müdürü öğretmenine seni bu okulda istemiyorum tayinini iste demezken, son zamanlarda piramidin tepesinden aşağı doğru yaygınlaşan ve biz idarecilere yapamıyorsan hemen ayrıl telkinlerinin bir an önce bırakılmasını istiyoruz. Birçok problemlerle boğuşan bizlere yardımcı olmak, yanımızda olduklarını duymak yerine, her defasında birbirine benzer ifadeler kullanılması, işimize olan motivasyonumuzu tamamen bozmaktadır. Sanki yerimize geleceklerin ellerinde sihirli değnek varda, bizim çözememeğimiz yılların problemini ortadan kaldıracak.

 

 Kısaca bizler Eylül ayında verilen eğitim ödeneğini almak ve her 24 Kasım da baba sözler duymaktan öte, adam yerine konmak ve haklı olduğumuz yerde sonuna kadar korunmak istiyoruz. Sanırım çok şey istemiyoruz.

Bu yazı toplam 26354 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber