EMEKLİ YORGUN
TÜİK'in verilerine göre TÜFE'deki -2003:100-değişim 2024 Mayıs ayında bir evvelki aya göre % 3,37 ve bir önceki yılın aynı ayına göre % 75,45 olmuş.
2024 yılının ilk beş ayında ortalama fiyat artış oranı ise yüzde 22,72 olarak gerçekleşmiş.
Açıklanan verilere bakıldığında emekli için derin bir nefes alma hayali bir başka bahara kalmış gibi gözüküyor.
Bu doğrultuda emeklinin haline şöyle bir baktığımızda hiç de iç açıcı bir görüntü yok.
Öyle ki Kurban Bayramı'nın yaklaştığı şu günlerde emekli vatandaşlarımızın bayramı bu yılda buruk karşılayacağı da maalesef kesin görünüyor.
Zira,en düşük emekli maaşının 10 bin tl olduğu bir ortamda yaşam mücadelesi bile veremeyen emeklinin ortalama fiyatı 15 bin tl civarı olan kurbanlığı alıp kesmesi mümkün değil.
Torunlarına harçlık verme şansı ise hiç yok. Bir şeyler yiyip-içmek, bir yerleri gezmek ise zaten hayal...
Emekliler için sosyal tesislerde konaklama yapmaları halinde yüzde 15 oranında indirim yapılması kararlaştırılıyor.
"Güzel ama inanın bu koşullar altında emekliye değil yüzde 15 indirim; konaklama ücretinin yüzde 15!ini ödeyin, denilse yine kalamazlar. "Çünkü bunun yemesi, içmesi, elbisesi, yol parası, yol harçlığı ve diğer harcamalarında var olacağını düşünürsek, emekli bunu düşünmek dahi istemeyecektir.
Öte yandan Şehirlerarası yolculukta yüzde 20 indirim mevzusu var ki bu da etkisiz, cılız bir hadise"
Nedeni için çok şey söylenilebilir.
Mesela, "Şehirler arası otobüs biletlerinin karaborsa olduğu bir bayram atmosferinde biz emekliyiz diye firma yazıhanesine yalvaracağız da bize indirimli bilet kessinler. Şaka gibi bir şey bu..
Yok böyle bir şey zaten.!!!
Son 10 yıllık periyoda bakıldığında emekli maaşlarının yüzde 34 oranında gerilediği izlenmekte.
Yoksullukla mücadele eden emeklilerin maaşları sürekli erimiş, toplumun ruh sağlığı olumsuz etkilenmiş, önü alınamayan sorunlar doğurmaya başlamıştır.
Böyle bir ortamda hastalığı tedavi etmek yerine, âdeta ağrı kesicilerle etkisiz çözümler üretilmekte...
Bana göre,bunların hiçbirisi emeklinin reaksiyonunu azaltamaya karşı kesinlikle etkili olmayacaktır..
Emeklinin beklentisi rasyonel çözüm odaklı yaklaşımlardır.
Eğer emeklinin durumunda iyileştirme yapılamıyorsa-ki yapılamadığı açık- o zaman "yukarıdan aşağıya ilgili tüm kesimlerin de fedakârlık yapması gerekmektedir."
Adil gelir/adil kazanç ilkesinin tesis edildiği, refahın merkeze koyulduğu bir düzen oluşturulmalı.
Kira kaygısı ve gelecek endişesi olmadan, hiç kimseye muhtaç kalmadan, emekli hayatını hak ettiği şekilde sürdürmek, ömrünü iş hayatına çalışarak adamış emeklinin en temel hakkıdır...
Bu bağlamda en düşük emekli maaşının -yetmez ama-:" Asgari ücretle eşit seviyede olması kısmen bir çözüm olabilir. "Asgari ücret ile en düşük emekli maaşı arasındaki makas ortadan kaldırılmalı. Emekli böylelikle bir nebze olsun korunmalıdır.
Tabiatıyla bu sorunu revize etmek artık mecburi olmuştur. Başka çıkar yol adeta yok gibi..
Alınan düşük maaşla "enflasyon karşısında mecali kalmayan emeklilerin geçim sorunu", ülkenin son yıllardaki en büyük kanayan yarası olduğundan hiç kimsenin zerre tereddüdü zaten yok"
Yüksek temennimiz enflasyonun bir an evvel düşmesi, emekli geçim sorununun ivedilikle ve reel çerçevede çözüme kavuşturulmasıdır.
Herkesin derin bir 'ohh' çekeceği güzel günler temennisiyle...