Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Hüzeyfe FINDIK
Hüzeyfe FINDIK
Sen olmasaydın biz ne yapardık?

Öğretmenin biri, çok sık ”yani” kelimesini kullanırmış. Öğrencileri bir gün, ders başlamadan önce, yazı tahtasına şöyle bir cümle yazarlar.”Öğretmenimiz yani demeden konuşamaz.” Öğretmen sınıfa girer, yazıyı dikkatli bir şekilde okur, sonra öğrencilerine döner ve kızgın bir ses tonuyla;”Yani şimdi ben, yani demeden konuşamaz mıyım yani? Der. Böyle bir cümle kurmak neyin ifadesi olabilir acaba. Dil alışkanlığı mı? Yoksa düzgün bir cümle kuramamanın yol açtığı bir çaresizlik mi? Ya da bizlerin konuşurken çoğu defa yaptığımız, yanlış konuşma kültürünün bir parçası mı? Bazen uzun bir konuşma yaparız, dinleyen hiçbir şey anlamaz. Bazen öyle cümleler kurarız ki, haddinden fazla aynı anlama gelen kelimeler kullanırız. Örneğin, kendisine itiraz edilen şu adamın,“Lütfen meseleleri, sorun yapıp, problem çıkarmayalım.”Tarzında ki tüm dil kurallarını katlederek, kelime hazinesinin ne kadar zengin olduğunu göstermeye çalışmasına ne demeli. Bu insanların dil cinayetinin yanın da, bir de ne güzel konuştuğunu düşünerek, takdir edilmeyi beklemesi yok mu? Tam bize özgün bir mizah örneğidir.

 

Konuşurken elbette bize özel bir üslup ve kavramlar kullanabiliriz. Birçoğumuz istesek de bundan vazgeçemeyiz. Hani çok kullandığımız bir kelime vardır.”Alışkanlık işte veya alıştık artık.” Deriz. Bazen beğenilmeyen bir sözümüzden sonra uyarılınca, “Dil alışkanlığı işte.” Der, eleştirileri geçiştirmeye çalışırız. Fakat öyle bir kelime vardır ki, onu kullanmayan,“Ben bu güne kadar asla kullanmadım.” Diyen hiç kimse olmamıştır. Bu gizemli kelimenin adı “Şey” dir. Konuşurkenkıştığımız da Hızır gibi yetişir. Biz onun yerine koyacak kelime bulana kadar, altın değerinde bir zaman kazandırır bize. Bazen her şey ülkem için, bazen ilçem için, bazen de her şey senin için diyerek, genel ve özel anlam da sevgimizin ve onun için yapacağımız fedakârlığın büyüklüğünü ifade etmek isteriz. Bu kelimenin ne anlama geldiğini çoğu zaman, kullanıldığı yerden hemen anlarız. Görev yaptığım bir okul da, öğretmenlerimizden biri odama gelerek,“Müdürüm izin verirsen, dosyamdan şeyime bakacaktım.”Diye bir istekte bulununca, O"nun dosyasından bakmak istediği şeyinin, bir evrak olduğunu anlamıştım. Bazen vücut dilinden yardım alarak istenen şeyin ne olduğunu anın da anlarız. Bazen de “şey diyecektim.” Benzeri sözlerden, ne demek istediklerini hiç anlamayız. Yeri gelir,“Bu nasıl bir şey.” Diyerek şaşkınlığımızı gösteririz. “Şey, af edersin.” Demek suretiyle de bir hatamızı düzeltmeye çalışırız Bazen olur, kullandığımız şey sayısı o kadar çok olur ki, bu şey başkalarının dikkatinden kaçmaz. Yaptığınız konuşmaya, kişiliğinize ve kariyerinize hiç uymaz. İnsanlar bir müddet sonra sizin şey-lerinizi konuşmaya başlarlar. Alışkanlık işte demeniz kabul görmez.

 

Şey-e benzer istem dışı, vücut diline yansıyan çok fazla alışkanlıklarımız vardır. Üniversite de okurken dersini ilgiyle dinlediğimiz bir hocamızın, yıllar sonra Adana"da bir konferansına gitmiştim. Konuşma üslubu ve konunun içeriği bana yabancı değildi. Fakat öğrenciliğimiz de görmediğimiz bir refleksle hocamız konuşma yapmıştı. O da sağ elini sürekli gözlük hizasına kadar kaldırıp, tekrar indirmesiydi. O kadar dikkatimi çekmişti ki, sayma merakı duydum. Beş dakika için de, tam yirmi beş defa aynı hareketi yapmıştı. Bu süre için de parmakları bir defa olsun, gözlük çerçevesine değmemişti. Bizlere çok emeği olan hocamı buradan saygıyla anıyorum. Evet, gerçekten alışkanlıklar edinmek nasıl uzun bir süreç gerektiriyorsa, onu terk etmek için de uzun bir zamana ihtiyacımız vardır. Fakat sözün neresine koysanız bir anlam ifade eden, sosyal iletişimin en önemli kelimesi olan “şey-i” terk edebileceğimizi hiç sanmıyorum. Zaten kimsenin pek şikâyeti de yok. Hem neden olsun ki. Şey den dolayı, “Ben yanlış anlaşıldım veya sen şey derken şunu kastettin.” Diyen de yok zaten. Ortak bir dili, ortak bir kültürü velhasıl her türlü ortaklığı bir türlü beceremediğimiz günümüz de, herkesin anlaşmasına vesile olan bir şey-imiz de olsun istemez miyiz? Sahi bu şey, ne güzel bir şey.

Bu yazı toplam 22136 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber