Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Hüzeyfe FINDIK
Hüzeyfe FINDIK
BU GİDİŞ NEREYE (ÖZ ELEŞTİRİ)
Doksanlı yılların ortası. Görev yaptığım okulda, müdür yardımcılığı teklifi yapıldı. O günün ülkemiz ortamını ve idareci olma şartlarını burada yazmayacağım. 
 
 
Okul müdürüm, bu konuyla ilgili resmi işlemleri bizzat takip ediyor. Bir gün beni odasına çağırdı "Hüzeyfe Bey, senin idareci olmanı kabul etmiyorlar. Başvuru yazısını önüme attılar "Bir İlahiyat Fakültesi mezununu müdür yardımcısı yapmayız, bunlar hep şeriatcıdır" diyerek  itiraz ettiklerini söyledi. 
 
 
Neticede, uzun yıllar okul müdürü olmanın getirdiği ikili ilişkilerini kullanarak ve bana kefil olduğundan, müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Sanırım o yıllarda benim gibi onay verdikleri kimsede olmamıştı. 
 
 
İki binli yılların başında ailemi Kozan'a getirdim. Lakin, ben üç yıl boyunca her gün yaz tatilleri de olmak üzere Adana-Kozan arasında yolculuk yapmak zorunda kaldım. Çünkü kendi branş alanım da öğretmen olarak atanacak okul bulamadım. Sonunda yeni açılan bir okula müdür olarak atamam yapıldı. 
 
 
Günümüze gelince,  üniversitelerden mezun olduğumuz bizim alanlardaki idareci ve öğretmen kadrolarına bakalım. Okullardaki seçmeli olanlar dahil, kaç tane farklı ders olduğunu düşünelim. Nereden nereye geldiğimiz iyice anlaşılacaktır. 
 
Asıl anlatmak istediğim hususa gelince, okullarımızdaki idareci, öğretmen kadrosu ve ders sayısı bu kadar artmasına rağmen, bizler hala okullardaki öğrencilerin davranışlarından, bu gidişatın  çok kötü olduğundan, çaresizlikten, bir şey yapamamaktan bahsediyorsak, hiç kimse kusura kalmasın, bu bizim liyakatsizliğimizin,  beceriksizliğimizin, acizliğimizin ve acınacak halimizin bir sonucudur. 
 
Görev yaptığım okullarda çok zorunlu bir durum yoksa, bahsettiğim branş öğretmenlerinin şikayet dilekçelerini işleme koymadım. Biz, alan öğretmeni olarak öğrencisini şikayet edecek olan en son kişileriz. Neslimizi eğitsinler diye emanet ettiğimiz ve her türlü imkanı verdiğimiz bu alandaki öğretmenlerimiz, geldiğimiz noktanın en önemli sorumluluklarını taşımaktadırlar. Hiç birimizin şikayet etmeye, yakınmaya hakkı yok. 
 
 
Hangi özel çalışmaları yapıyoruz, ne kadar nezaketli, ne kadar cömert yada ne kadar fedakarlık yapıyoruzda, bir türlü faydası olmuyor. Bırakalım artık şikayetleri, mazeretleri, onu bunu suçlamayı da, bir an önce çocuklarımıza karşı bize yüklenen sorumlulukları yerine getirelim. Zira daha yapılacak çok işimiz var. İçine düştüğümüz dünyevileşmeyi  akli selim olarak tekrar değerlendirelim. Yoksa emin olun bunun vebali çok büyük olacak. Böyle devam ederse, olumsuz sonuçlarının altından kalkamayacağız.
Bu yazı toplam 373 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber