Söyleşiler ve Konuşmalar-1
(Prof.Dr. Halil İnalcık)
Dünyanın yaşayan en büyük ‘’Osmanlı Tarihçisi’’ olarak bilinen 97 yaşındaki Halil İnalcık’ın yaklaşık
son 15 yıllık tarih diliminde yaptığı konuşmalardan ve verdiği röportajlardan oluşan bu kitap Profil
yayıncılığa ait.
Bu beş yüz sayfalık tarih resitallleri arasında, yaklaşık bir hafta geçirdim. Hiç sıkılmadan, usanmadan
tam tersine merak ve ilgimi an be an artırarak geçen bir hafta. Tam bir ‘’ufuk turu’’ yaptık İnalcık
hocamla…
Halil Hocanın dünyasında ideolojik sapma ve saplantılara yer yok. ‘’Tarihçinin ideolojisi olmaz
metedolojisi olur. Tarihçi hakikat aşığı olmalıdır’’ sözü ona ait. O yüzden, ülkemizde süregelen ve
sürüp gidecek olan kamplaşmalarda, kimseye pirim yâda parsa vermiyor Hoca.
Öncelikle kendisi ‘’İktisat Tarihi’’ konusunda uzman bunun yanında ‘’Balkanlar ve Arşivleme
Yöntemleri’’ konusunda haklı bir şöhrete sahip.
Hocaların Hocası ünvanı yakışıyor İnalcık Hoca’ya zira şu ana kadar 50’yi aşkın yetiştirdiği Tarih
Profesörü öğrencisi var, dünyanın dört bir yanında.
****
Amacım Hocayı değil tespitlerini aktarmak size zira hocanın şahsi hayatı bile bir yazı değil kitap
konusudur.
Gelelim Hocanın tespitlerine;
Osmanlının kuruluş tarihi 1299 değil, 1302 Yalakova (Yalova) savaşı sonrasıdır.
-Sırplılar tarihsel süreçte hep köylü-taşralı olmuşlardır. Barbarlıklarının yaşam şekilleri ile ilişkisi vardır.
Bosna savaşındaki hunharlıkları bundandır. Her daim Rusları kaşımış ve kışkırtmışlardır.
-Şeyh Ede Bali bir Vefaiye tarikatı şeyhidir. Osman Gaziye atfedilen rüyanın aslı yoktur.
-Osmanlıların menşeinde bir Türkmen oymağı olduğu kesin ama Kayı boyundan oldukları şüphelidir.
-Fransa katı katoliktir. Papalık Türkiye’nin AB üyeliğine karşıdır. Fransa’nın karşıtlığında bu dinsel
durum etkilidir.
-Protestanlığın Almanya’da yerleşmesinde Osmanlının dolaylı çok büyük etkisi olmuştur. (Şarlken’e
Protestan prensleri tanıması konusunda baskı yapmıştır)
-Osmanlıda hep iki hukuk cari olmuştur. Örfi ve Dini. Şer’i hukukun adalet teşkilatında etkisi Ebu Suud
Efendi ile başlamıştır.
-Osmanlı tarih yazımı dolayısıyla en çok gadre uğramış ülkedir. Hakkında yazılanların büyük bölümü
haksız ve yanlıdır.
-Yunanistan 1830 da bağımsız oldu. Bulgaristan ise 50 yıl sonra 1878 de Osmanlıdan bağımsızlığını
alabildi ama daha gelişmiş daha müreffehti. Demek ki Osmanlı sömürmüyor semirtiyordu!
****
-Bir adam 5 dil bilmeden (Arapça, Farsça, Osmanlıca, Almanca ve İngilizce) Osmanlı tarihine eğilemez,
öğrenemez ve yazamaz.
-Bulgaristan/Sofya kütüphanesinde 1 milyondan fazla Osmanlı Arşiv belgesi vardır!
-Atatürk döneminde geçerli olan 3 akımdan (İslamcılık, Türkçülük, Garpçılık) garpçılık akımına dâhildi.
Ençok etkilendiği yazarlar Abdullah Cevdet, Celal Nuri, Kılıçzade Hakkı ve Hüseyin Cahit ti. Hatta
radikal garpçı idi denilebilir.
-1908 de Osmanlı matbuatında tercüme patlaması yaşanmıştır.
-1863 Viyana bozgunu tarihsel anlamda ‘’Osmanlının kırılma anıdır.’’
-Osmanlının savaş teknolojilerinde; özellikle ateşli, yivli silahlarda Avrupa’dan geri kalması sonunu
hazırladı.
-Osmanlıda ve Türkiye’de hep radikal dönüşümlerin devrimlerin öncüleri askerler ve bürokratlar
olmuştur.
-Türkiye’de doğudan Batıya göçü olumlu buluyorum. Bu Kürtlerin asimilasyonunu hızlandırıyor.
-Türkiye’de ilk defa 1960 yılında Kürdoloji enstitüsü önerdim.
-Osmanlıda Halifelik ünvanını ilk kez kullanan Kanuni Sultan Süleyman’dır.
-Osmanlı devleti bir ‘’gaziler’’ devletidir.
-‘’Karanlıkta yürünmez..önce ışık lazım’’
-Geçmiş dönemlerde devlet başkanlığının nişanesi; adına gümüş sikke basılması ve camide hutbe
okunmasıdır.
-Dil yozlaşınca kültür, kültür yozlaşınca, beka bozulur.
Hocadan alıntılara diğer yazımızda devam edeceğiz…