Bir Görüşün Serencamı
Milli Nizam Partisi:
""Yola çıkan Adam"" işaret parmağı kalkık, sıkılmış sağ el amblemli milli nizam partisini, 26 Ocak 1970 yılında kurduğunda; henüz iki yaşımı doldurmamıştım.
Türk insanına ""yeni bir yol"" öneriyordu
Faizden arınmış, üretime; özellikle sanayiye yönelmiş bir ekonomi
Önce ahlak ve maneviyat diyen sahih bir eğitim.
O güne kadar dışlanmış ve unutulmuş olan İslam ülkelerini önceleyen bir dış politika istiyordu.
Bense yeni yürümeye ve konuşmaya çalışıyordum
Olan bitenden hiç haberim yoktu.
***
Milli Selamet Partisi:
""Yürüyen Adam"" erişilmez azmi ile kervanına binleri, yüz binleri ekliyor ve 11 Ekim 1972 yılında kurduğu ikinci partisini, ilk seçimde iktidar ortağı yapıyordu.
Ben daha ilkokula başlamamıştım
Yedi yıllık bu özgün yürüyüş, asker barikatıyla kesilirken, geride temelleri atılmış onlarca fabrika, ""binlerce fikir hizmeti"" bırakıyordu.
Lider, Kirazlıdere"de yürüyüşünün savunmasını yazarken ben de Kürkçüler İlkokulunda adımı yazmaya başlamıştım.
Türkiye"deki Müslümanlar, bu siyasi tecrübe ile ""Adet ile İbadet"" farkını, İslam"ın ""Medeniyet Tasavvurunu"" ve tarihimizle ""Yüzleşerek, Barışmanın"" kapılarını aralarken.
Bende; sayılarla, renklerle, mevsimlerle tanışıyorum
***
Refah Partisi:
""Savunan Adam"" 12 Eylül darbesinden sonra siyasi hayat normalleşme başlayınca 19 Temmuz 1983 yılında kurduğu parti ile yürüyüşüne devam etti.
Ben lisede matematik, fizik, kimya sınavları ile uğraşırken, O ise beyaz Türkler, merkez medya ve askeri blokajlarla boğuşuyordu.
198390 yılları Refahın kuluçka dönemi idi.
Ben bu tarih aralığında liseden üniversiteye geçerken milli görüş çizgisi de söylemden eyleme doğru evrilmeye başladı.
Hareketle üniversite öğrenciliğimde tanıştım.
Bir konferansta, Cemal Kamacı"nın dilinden
1990"lı yıllar milli görüşün ""iktidar yürüyüşünün"" ayak sesleri ile başladı.
Bende önce Osmaniye"de sonra Yimpaş"ta ilk işlerime
Önce belediyeler kucak açtı ""milli görüş çizgisine"" sonra tüm ülke.
Tarihler 24 Aralık 1995"i gösterirken Refah Partisi seçimden birinci çıkmış, yine tarihler 28 Haziran 1996"yı gösterirken de iktidar olmuştu.
Ardından meş"um 28 Şubat.
Anayasa mahkemesinde yargılanan bir tarih ve medeniyet
***
Fazilet Partisi:
""Yaşlanan ama Bıkmayan Adam"" dördüncü partisini 17 Aralık 1997 yılında kurduğunda tam 71 yaşında idi.
Şubat soğukları hala kavururken ""ülkemin iliklerini"" ben 1999 yılında, 30 yaşında Adana"dan milletvekili adayıydım.
Fazilet, mağduriyetine rağmen Refah"a yetişemedi.
Harekette değişim ihtiyacı ve sancılarının başladığında ben de önce işsizlik sonra taşınma sancıları ile muzdariptim.
Milli Görüşün siyasi rahminden sancılı bir süreçten sonra Ak Parti doğdu.
Hoca ""sınıftan kaçan talebelerine"" gömlek değiştirdiler diye sıfır verirken ben de iş kaygısıyla ülkemin dışına çıkmak zorunda kaldım.
Ardından Merve Kavakçı olayı ve yeniden kapatılma davası
Fazilet kapatıldı.
Sırada Saadet vardı.
***
Saadet Partisi:
""Bırakmayı Bilmeyen Adam"" Recai Kutan"ın Numan Kurtulmuş"a partiyi devir teslimde söylediği sözlerden habersizdi.
""Numan sakın benim gibi bir genel başkan olma!""
Hoca, şimdi 84 yaşında; yenilenmeyenin yenileceğini unutarak, fiziki yetersizliğinden faydalanan kifayetsiz yakınlarının yönlendirmelerine de aldanarak ""son evladını"" mahkeme kapılarında, kendisi süründürmekte
Ben şimdi üç çocuk babası olarak tüm olup bitenleri anlayamadığım gibi çocuklarıma anlatamamaktayım.
""Kendi kurdu, kendi batırsın diyemiyorum.""
Yol yorgunuyum.
Ne olduğunu soran kızıma ve oğluma ""Kayyum kepazeliğini"" izah edemiyorum.
Üzgünüm.
***
Kızgınım aynı zamanda.
""Bir evden bir kurban yeter"" diyen halife gözümün önüne geliyor.
İnsandan en son çıkan kötü huy""riyasettir"" diyen tasavvuf büyüğünün sohbeti kulağımda çınlıyor.
Yol asıldır.
Yolcu değil diyen ağabeyimizi hatırlıyorum.
Utanıyorum.
""Batıran Adam"" olarak anılmasını istemiyorum, içim elvermiyor.
Elimden bir şey gelmiyor.
Kanıyorum.