“…Ve son sözü hep alın yazısı söyler…” Sezai Karakoç

 

Bu seçimler neresinden bakarsanız bakın, sosyal medyada #TürkiyeTürkiyedenİbaretDeğildir hashtagının ne kadar isabetli olduğunu gösterdi. Aylar öncesinden 24 Haziran seçimleri hakkında; kredi değerlendirme kuruluşlarından, devlet başkanlarına, dünya medya araçlarından, kanaat önderlerine, askeri paktlardan, sanat dünyasının ünlülerine kadar herkes bir şeyler söyledi (önerdi desem daha doğru olur)!

 

Mesala Bakınız..!

 

-“Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "Ba1"den "Ba2"ye düşürdü. Türkiye'nin not görünümü ise "negatif"ten "durağan"a çevirdi.

 

-Fransız Le Point Dergisi Mayıs sayısında “Le Dictateur” diye manşet attı.

 

-The Guardian’ın manşetine “Erdoğan Türkiye ve dünya için tehdit” başlıklı yazısını KOYDU.

 

-İngiliz The Economist dergisi benzer bir skandala imza attı. Manşetinde “Türk halkı Sultanı Durdurmalı” dedi.

 

-PKK’nın sözde lideri Murat Karayılan 24 Haziran seçimlerinde Ak Parti ve Erdoğan mağlup edilmeli diye röportajlar yayınladı.

 

-FETÖ’nün ABD’deki sığınmacı lideri Gülen: seçime günler kala Mısır medyasına konuştu ve asla Erdoğana’a ve Partisine oy verilmemesini söyledi.”

 

Örnekler çoğaltılabilir. Ama gerek yok sanırım. Zira artık her şey medya denen efsunlu tanrıçanın yedeğinde aleni ve açık yapılıyor ( ha bu arada gözler kapalı tabi ki).

 

…

 

Türkiye olarak: “yolağzında bağımızın oluşu”, bizi her ne kadar bu durumlara şerbetli de kılsa, çömezler, acemiler şaşırdılar.

 

Türkiye’nin seçimi: dışardan bakıldığı gibi 2 partinin (özellikle CHP-Ak Parti) yâda, 6 liderin birinin seçilmesinin çok derininde ve ötesinde bir anlama sahipti.

 

Türkiye kendi üzerinde büyük hesabı olanların küçük ülkesi mi olacaktı? Yoksa Türkiye, dünya üzerinde büyük hesabı olanların büyük ülkesi mi olacaktı? Bunu oyladı 24 Haziran’da.

İnsanlığın Hazreti Nuh’tan mülhem ikinci ocağı (Baba Ocağı) olan bu topraklar, büyük olmayı, bağımsız kalmayı tercih etti.

 

Şer odaklarının kollektif uğursuzluklarını sahnelemek için, düzenlenen tezgâha düşmedi,  Türkiye… Kendine biçilen (AB+ABD) rolün değil, tarihten, genlerinden ve dininden kaynaklanan görevlerinin sorumluluğuna müdrik davrandı. Aslında sadece dünya 5’ten büyük değildir, her şey her şeyden bir vesileyle büyüktür. Bunu idrak etmemiş kafalar ise gövde de yüktür.