Devletin Perçemi:

Perçem: Alın üzerine sarkıtılan kısa kesilmiş saç, kâkül.

Traşı kimin yaptığı, makası kimin tuttuğu hala tartışılsa da açık olan bir şey var ki ""başörtüsü"" sorunu, ""devletin alnında"" yirmi yıldan fazladır sarkmakta.

Başlarını Allahın emri olduğu için örttüğünü söyleyen, binlerce genç kızın saçlarını açmak için yüce devletimiz ""perçemini"" göstermek zorunda kaldı.

Geçen zaman içerisinde perçemini gördüğümüz saçların, kir ve yağdan kötü koktuğunu

Yıllar yılı taranmamış olmaktan da çok kötü dolaşık olduğunu müşahede ettik.

Hatta bazen gördüğümüz şeyin perçem mi pençe mi olduğunu karıştırdık!

Devletimizin perçemine sıkılmış yumruklar, gıcırdayan dişlerde eşlik ettiler.

Devletin milletini itaat etmek için ""ikna odaları "" kurduğuna şahit olduk.

Şiirlere konu olan ""yar perçemi"" gitmiş, işgüzar bürokrat ve siyasilerin sayesinde küfürlere konu olan ""devlet pençesi"" gelmişti.

Devletin perçemi vuslatın değil hasretin habercisi oldu.

Devlet bize perçemi ile birlikte günümüzü de gösterdi.

***

CHP"nin Perçemi:

Kendi başı; hep açık, hep ortada idi.

Genlerindeki alışkanlıkları sebebi ile herkesi de kendisi gibi olmaya itti.

Seçim dönemlerinde bazen başını örttü.

Ama örtünün altından gösterdiği ""perçem değil zülüftü.""

Kapalı saçlarla hep bir mesafeli ama çoğunlukla kavgalı oldu.

Perçemlerini görmek istedi hiç olmazsa.

Ona bile razıydı.

Kendi içlerinden farklı seslere bile tahammül edemedi.

CHP gencecik kızların başörtülerini zorla açarak, rüzgâra savurduğu saçların, ayaklarına dolanmasına, yüzlerine uçuşmasına ve alınlarına yapışmasına engel olamadı-olmadı.

Kendisi saçlarını hiç örtmediği ve örtmeyi düşünmediği halde ""başkalarının saçları"" için tasarımlar, teklifler formüller üretti.

Siyaseten hiç sevmediği İran"ın ""özel durumuna"" bile dört elle sarıldı.

CHP perçem görmek istiyor.

Perçem deyince; başkalarınkini görmek olarak anlıyor CHP.

***

Kılıçdaroğlu"nun Perçemi:

Referandum gezilerinde, azıcık ucundan gösterdi perçemini…

Millet gördüğünü, beğendi, bence.

Ama O"na asıl tepki, kendi partisinden ve milletvekillerinden geldi.

Milletin ""başörtüsü sorununu"" çözme eğilimine girdiği anda, kendi partisi perçeminden tutup savuruyor, Sayın Kılıçdaroğlu"nu.

Ya hala üzerinde çalışıyoruz diyorlar.

Yâda saçların tamamen örtülmesi olmaz diyorlar.

Yani kendi ekibi kendisine savunma yapıyor.

Onun perçemini görmekten millet memnun.

Birde ""yerleşik CHP zihniyeti"" çekse elini yeni genel başkanın perçeminden!

Kılıçdaroğlu"nun başarısı perçemini kavrayan ve kendini milletin uzağına savuran ellerden kurtulmasına bağlı…

Milletle duygudaşlık kazanmak istiyorsa,

""Başındaki puşu, eşarp ve tülbenti de bence hiç çıkarmamalı!""

Seçimler sanal ortamlardır.

Asıl samimiyet sınavı yeni başladı.