Aşkın Mevsimleri
Mevsim Bahar’dır.
Binler gülün gözyaşı ile yıkanmış tenin
Verir…
Her seher vakti rüzgârın terkisine kokunu
Şebnem şebnem, ipek ipek gelir, kokuna bürünmüş ruhun.
Ey Aşk mabedinin kıblegahı!
Her zerrem kıyamda… kokunun huzurunda… lakin ‘’dilem hun.’’
Kalbim,
Ayaklarının altına seccade olmuş…
Tek bir an için.
Topuklarının altında, tenine dokunup
Alnını öpmek için
***
Mevsim Yaz’dır.
Ateş ki sensin!
Her buhurum buhara döner yanağının kırmızı şulelerinde
İki ateş ki…
Biri sapsarı göğümde,
Öteki turuncudur sarıya çalar içimde…
Senden bir iz kalır… senden bir hatıra büyür… her ‘’mevsimde…’’
Abdest kadar soğuk ve serinim hayalimdeki gölgende.
Ey nazlı yar!
Açma peçesini ayrılığın
Koyma aramıza bunca ıssız yolları
İncir… Nar… Dayanmaz çatlar…
***
Mevsim Sonbahar’dır.
Yaprağın değil, Cemrenin düşmesiyim.
Ağındayım.
Aşkında mukim, aklımda bîkararım
Cüretkâr ama âşık bir saç telinim senin
Yanağındayım.
Toplama dağılsın saçların yeryüzüm gibi yüzüne
Ben hep bu mevsim düşmek isterim
İki iri siyah üzüm tanesi gibi gözlerine…
Savrulan benim her sokakta…
Sararanda benim… Gökkuşağı gibi açılmış kollarında.
Ağlayanda benim…
Vakfeye durmuş müminler gibi ayakta ve Arafat’ta.
***
Mevsim Kış’dır.
Seni ve kar tanelerini eşsiz güzellikte yaratan aynı nakıştır.
Sende en az onlar kadar semavisin.
Beyazsın, temizsin, biriciksin.
Lütfet! Zekâtı olayım âleme bu aşkın.
Duadır… niyazdır… muraddır… yakarıştır.
Mevsim Kış’tır.
Aşığın yolu her daim yokuştur.
Yağmur guslüne, hicran ölümüne sebeptir aşığın.
Geceler uzun ve soğuk
Yar yolu beklemek medettir
İbadetidir aşığın.