Referandumda Neyi Oylayacağız?-2-
Anayasa Mahkemesinde kalmıştık. Kaldığımız yerden devam edelim.
TBMM"nin AYM" ye üye seçimi konusunda dünyadaki örneklere bakıldığında bu istisnai değil, aksine; sıradan bir durum. Kaldı ki TBMM 3 üyeyi doğrudan değil, Sayıştay ve Baro başkanlarının gösterdiği üçer aday arasından seçecektir.
Esasen Anayasa Mahkemeleri yarı siyasal, yarı yargısal görev yapan mahkemelerdir. Bu özelliklerinden dolayıdır ki, Batı ülkelerinde siyasal organlar olan parlamentolar bu mahkemelere üye seçmektedirler.
Kaldı ki 1961 Anayasa"sının 145. maddesine göre de 20 kişilik Anayasa Mahkemesinin 11 üyesini yüksek yargı, 7 üyesini Meclis, 2 üyesini ise Cumhurbaşkanı belirliyordu.
Bu konuda hem AYM"nin aldığı kararları siyasi bulmak, yapılmak istenen değişiklikleri siyasi diye eleştirmek ve bunun üzerinden ""siyaset kurmak"" ne kadar tutarlı?
Mevcut üyeler 65 yaşına kadar görev yapacak, bundan sonrakiler 12 görev yapacak iki kez üst üste üye olunamayacak.
Bu yeni değişiklikle AYM"ye bireysel başvuru hakkı da gelmekte. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde görülen 120.000 dosyanın 13.000 tanesi ülkemize ait. Üstelik en çok mahkûm edilerek tazminat ödeyen ülke de Türkiye.
AYM"de yapılan yeni düzenleme ile kurum yeniden yapılandırılmakta, böylece AİHM"e gidecek dosyaların büyük kısmı kendi iç hukuk yollarımızda sonlandırmak hedeflenmektedir.
***
Hakkında en çok vaveyla kopartılan HSYK ile ilgili düzenlemeye geçmeden biraz bilgi verelim.
Mevcut hali ile bu kurulun bütçesi, sekretaryası, hizmet binası yok. Kurul kararlarına karşı yargı yolu açık değil, hatta kurula bağlı iç teftiş ekibi de bulunmamakta. Adalet Bakanı kurul üyesi ve gündemi o belirliyor, Müsteşar"ın katılmaması durumunda kurul karar alamıyor. Kurul çok dar tabanlı bir seçimle oluşuyor. Şöyle ki; mevcut HSYK üyelerini Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçiyor; sonra HSYK bu iki kuruma seçilecek üyeleri belirliyor. Yani tam da ""seç beni, seçeyim seni"" durumu yâda ""körler sağırlar birbirini ağırlar"" halleri
Karşılıklı birbirini var eden bu yapı ise, sağlıklı demokratik ve hukuki bir yapı değil.
Peki, ne olacak?
Mevcut durumda HSYK" nın Bakan ve Müsteşar dâhil 7 asıl 5 yedek üyesi bulunmaktadır. Bu yeni düzenleme ile yine Bakan ve Müsteşar dâhil 22 asıl 12 yedek üye öngörülmektedir.
Yine mevcut üyelerin 6 "sı Yargıtay"ca, 4"ü Danıştay"ca belirleniyor. Yeni düzenlemede ise üyelerin toplam sayısını 34"e çıkarıyor ve bunun 10"u Yargıtay, Danıştay genel kurulları tarafından doğrudan seçiliyor.16 üye 1. kademe mahkeme hâkim ve savcıları tarafından, 2"si Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu tarafından seçilecek, 4 tanesi de doğrudan Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanacak.
Allah aşkına bu çoğulculuğun neresi ""siyasi tezgâh"" olarak adlandırılabilir?
HSYK" nın Avrupa"daki örneklerine baktığınızda bizdekinin eşi-emsali yok!
Üstelik yeni düzenleme ile mevcut Bakan"ın yetkilerinin büyük kısmı kurula devredilmekte, bina, sekretarya ve teftiş ekipleri ihdas edilmekte
Yani medeni dünyadaki emsalleri ile aynı evsafta bir HSYK oluşturulmaktadır.
***
Yeni pakette çalışanlara birden fazla sendikaya üye olabilme hakkı tanınmakta, memurlara toplu sözleşme yapma hakkı getirilmekte ve son olarak toplu sözleşmelerin emeklileri de kapsaması sağlanmaktadır.
Ekonomik ve sosyal konsey Anayasa"ya girmektedir.
Çocuk istismarının önüne geçilmektedir.
Fişleme tarihe karışmaktadır.
Bir askeri darbe sonrası, ""süngü gölgesinde yapılan Anayasa"lara"" direnmeyenlerin halkın %47 oyunu alarak gelmiş bir siyasi partinin yaptığı kısmi değişikliğe bu kadar itiraz etmesinin makul bir tek gerekçesini söyleyebilir misiniz?
Makul çoğunluk söyleyemez.
Ama azgın azınlık susmuyor.
Önder Sav tasavvuruna
Kemal Kılıçdaroğlu tahayyülüne
Devlet Bahçeli diyalektiğine
Barış ve Demokrasi Partisi ideolojisine
Sahip değilseniz bu referanduma ""Hayır"" diyemezsiniz.
O yüzden ""Evet"" demelisiniz!
Barışa, özgürlüğe, demokrasiye, sivilliğe, çoğulculuğa ve umuda
Evet!
Umuda ""EVET"" demeliyiz