Bir partini genel başkan yardımcısı olmak, önünüze gelen her konuda ölçüsüz, izansız ve nezaketsiz konuşma hakkını verir mi?

Bilmiyorum.

Yâda her konuda sevimsiz ve kırıcı ifadelerle mevzuya girmek, fıtratla ve hatta problemli çocukluk hatıraları ile mi alakalı onu da uzmanına sormalı.

O halde gelin şu örneklere birlikte bakalım.

Evet diyecek eski ülkücülere ""Yalakalık, köpeklik""

Başbakana  ""Omurgasız, Fitneci""

Bülent Arınç"a ""Allah bin defa belanı versin""

Kozan şehidinin cenazesinde olanları eleştirenlere  ""hayâsızlar""

Ömer Çelik"e  "" seviyesiz, hezeyan çamuruna batmış""

Açık bir ölçüsüzlük, zarafetsizlik hatta öfke patlaması Sayın Recai Yıldırım"ın konuşmalarında kendini iyiden iyiye gösteriyor.

Eskiler ""Üslub-u beyan aynıyla insan"" derken herhalde bu anlatmak istediğim şeyi kast etmişlerdi.

Sayın genel başkan yardımcısının ""keskin sirkenin küpe zarar"" olduğunu bildiğinden şüphem yok ama yinede ""Ankara"da Oktay, Adana"da Recai"" esprilerine geçit vermesine anlam veremiyorum.

Bu üslup bir siyasetçiden çok cazgır ve bezirgân üslubunu andırıyor.

Oysa millet güreşçileri bağırarak-çağırarak anons eden cazgır"a değil güreşçilere ve güreşin neticesine bakar değil mi?

Yine millet malını bağırarak-çağırarak duyuran bezirgâna değil satın alacağı mala bakar.

O halde ses tellerinin yedeğinin de olmadığını bildiğim sayın siyasetçi şu ramazan ikliminde partisinin tabanının çoğunluğunun yaptığını yapmalı ve daha az ve daha kuşatıcı konuşmalı.

İçeriklerini de gözden geçirerek tabi.

Yoksa televizyon ekranında gözüktüğünde, RTÜK"ün ""çocuklar için sakıncalı"" uyarısını talep etmek zorunda kalacak Adanalılar.

***

Son olarak bir siyasetçinin açıklamalarında da bir fikri takip olmalı. Zihinlerde soru işareti bırakacak boşluklar ve çelişkiler olmamalı.

Neyimi kast ediyorum?

Gelin yine bazı ""akıllı soruları"" birlikte sormaya çalışalım.

*Mesela Aytaç Durak ile ilgili destek açıklamalarının hala arkasında mı?

Görevine iade edilirse MHP"ye kabül edilecek mi?

En son Tekir mitinginde Sayın Bahçeli"nin Aytaç durak"a yüz vermediği iddiaları doğru mu?

*Bunun yanında eski ülkücülerle ilgili şok açıklamalarının ardından hakkında dava açılacağı iddialarının etkisi ilemi bilinmez bir daha o konuya da değinmedi! Yani hala aynı şeylerimi düşünüyor ve söylüyor?

*Dörtyol katliamı sonrasında sahip çıktığı partilisi hakkında şuan ne düşünüyor? Niçin partilerinden istifa ettirdiler? Bu konularda beyanat vermeden hiç olmazsa Süleyman Demirel gibi 24 saat düşünmüyor mu?

***

Gerçek olan şu ki hangi partiden olursa olsun önyargısız sevindiğim bir olaydır.

Adanalı olan birinin siyasetin yüksek makamlarında etkili görevlere gelmesi.

Ancak Sayın Recai Yıldırım"ın bir genel başkan yardımcısı ağırlığından çok bir liseli,  öğrenci gibi heyecanlı, sorumsuz ve partizanca açıklamalar yapmak dışında kentimize kalıcı bir hizmet üretiminde bulunamamış biri olarak hatırlanacağını düşünüyorum.

Keşke bulunduğu makamı sözle değil özle dolduracak işlere imza atsa idi.

Bir fırsatın daha kaçtığını düşünüyorum.

Bunu da en çok kendi üslubuna bağlıyorum.

Unutmayın ey siyasiler!

Siz bağırırken Adana ağlamaya ve kan kaybetmeye devam ediyor.