Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Serdar AYDIN
Serdar AYDIN
YAŞAMAK DİRENMEKTİR..!

Bütün insanlık ''siz'sizleştirme'' tuzağında debeleniyor.

 

 Binlerce yıllık yaşanmışlıklar, tecrübeler ve hikmetleri içinde barındıran sosyal ilişkilerimizi şekillendiren geleneğin; önce alay konusu edilip sonra hayatımızdan kovulmasıyla başladı her şey.

 

İlişki biçimlerimiz 'bir el' tarafından sinsice değil açık açık, göstere göstere biçimlendirildi. Dikte edilecek yeni tavırlar; sanatçı, dizi film, sinema ve sosyal medya gibi (zahiren özgür, aslında mecbur) mecraların tardım ve yataklığı ile popüler kılındı ve benimsetildi. Bu yeni ilişki biçiminde ast, üst, edep, ahlâk, zaman ve mekân flulaştırıldı.

 

Yani tanımlamalar, adlandırmalar icat edildi:

 

Anne- baba: arkadaş,

 

arkadaşlar: kanka,

 

amca-dayı-hala- teyze çocukları: kuzen,

 

yâr: caniko,

 

karı-koca: aşkısı

 

dede-nine: ihtiyarlar olarak tanımlanıyor, bu tanımlamaya göre de ezberletilmiş davranışlarla tek tip ilişkiler kuruluyordu. Gelenek; kök, gövde, dal ve çiçeklerden oluşan ardışık, bütüncül ve kuşatıcı iken bu yeni nevzuhur moda da sosyal ağda: kütük, damar, kabuk ve çiçek vardı. Hepsi birbirinden bağımsız, bağlantısız, irtibatsız.

 

***

 

Bununla kalmadı ''siz'sizleştirme'' planı.

 

Beslenme alışkanlıkları ve gıdalarımızda bu yeni 'trend' den nasibini aldı.

 

Evde pişen yemek ?tu kaka?, hazır üretilen, sokakta pişirilen ve hızlı tüketilen gıdalar 'baş tacı' edildi.

 

Salça yerini ketçap'a

 

Pekmez-Bal yerini cola'ya

 

Pilav yerini Cips'e

 

Su yerini soda'ya

 

Sucuk yerini salam'a

 

Yufka yerini tost'a bıraktı. Onlar çekilince sağlığın yerini, hastalık ve obezite aldı. Hem de ne alış; Türkiye Obezlikte Avrupa birincisi, Dünya dördüncüsü oldu. Şimdi gelsin her hafta ayrı yaşam ceolarının diyet ayetleri?Sofra başında toplanan aileler artık tarih dizilerinde kaldı. Mutfaklar metruk.

 

Anneler çaresiz, babalar henüz olanlardan habersiz...

 

***

 

Geldik son aşamaya:

 

Film platformlarından, batıcı siyasetçi söylemlerinden, kurgulanmış ve satın alınmış sanatçılarla son ''siz'leştirme'' operasyonuna...

 

Cinsiyetsizleştirme...

 

Klasik kadın görünümü ve davranışı; cinsiyet eşitliği, cinsel özgürlük, benim bedenim benim kararım sloganları ile kalbinden vuruldu. Sloganlar süreç içerisinde yasal kılıflara dahi büründü. Bu kadar güçlendirilen (hormonlu ve botokslu demem daha doğru) kadın karşısında zayıflayan, silikleşen, tozlaşan baba ve erkek figürü başka bir yazının konusu... Ama küpesi, uzun saçı ve tokası, alınmış kaşları ile önce metroseksüel, sonra rol model erkekler üretildi. Sokaklardan uzaktan yada arkadan bakıldığında ayırt edilemeyen cinsler var şimdi. Oğlu annesi ve ablası gibi kaş alıyor. Kız; baba gibi blucini giyip, sigarasını yakıp, oturduğu şoför koltuğundan öteki sürücüye küfürler yağdırıyor.

 

Karıştık: pizza içi gibi...

 

Şimdi gelsin cinsel yönelimler, eğilimler vs. vs.

 

Şeytan hiç bu kadar sevinmemişti!

 

Hiç bu kadar işsiz kalmamıştı!

 

Çünkü onun bozmaya çalıştığı 'fıtrat' artık insanoğlunca tarumar ediliyor.

 

Onun koparmaya çalıştığı; din, millet, tarih, aile, medeniyet ve aidiyetler 'trend' ler uğruna insanoğlunun kendi eliyle paramparça ediliyor.

 

Siz'leşiyoruz...

 

His'sizleşiyoruz...

 

Kimlik'sizleşiyoruz...

 

Oysa siz his ve kimliğinizsiniz!

 

***

 

Ben mi?

 

Bu kirli ırmağın içinden kıyıya çıkmaya çalışıyorum.

 

Çıkıp orada bekleyeceğim, bir el uzatta ben de çıkmak istiyorum diyenleri.

 

Yaşamanın 'yaşanana direnmek' olduğu günlerden geçiyoruz.

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1263 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber