SEBEBİ SENSİN!
""Adana"da her dört kişiden biri işsiz""
Milliyet24.06.2010
""Gökhan Durak temiz çıktı""
Ekspres01.07.2010
Öncelikle bu yazı muhayyel bir şahsa yazılmıştır.
Yukarıdaki biri yerel diğeri ulusal iki farklı gazetenin bir hafta ara ile manşetine çektiği iki haberi gelin birlikte okumaya tabi tutalım
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2009 yılına ait açıkladığı ""İl düzeyinde Temel İşgücü göstergelerine"" göre ilimiz Türkiye"nin ""işsizlik rekorunu"" kırmış.
Adana %26,5 ile Diyarbakır (20,6) ve Hakkâri"yi (19,7) sollayarak birinci olmuş.
Bu yazının yazıldığı gün ise (01/07/2010) Sabah gazetesi Güney Ekinde ""Gaziantep Büyükşehir belediyesinin 10 km"lik metro yatırımını 1,5 yılda bitirdiklerini ve metro deneme seferlerinin başladığını"" haber yapmıştı.
Şimdi anladın mı yazımın başlığını?
Bütün bunların ve daha da fazlasının sebebi sensin.
Adana, sen yokken İzmir, Ankara, Kocaeli ve Bursa ile yarışıyordu.
Sonra sen çıkageldin uğursuz bir seçimle (övündüğün ama her ne hikmetse hep geç açıklanan seçim sonuçlarınla!) şimdi şehrim 30 yıldır terörün odağındaki illerle yarışır durumda
***
Bana bir tek büyük yatırımcının adını söyle şehrime senin ilginden dolayı yatırım kararı almış yâda yatırım yapmış
Ben şehrimden kaçanları saymıyorum, çünkü sütunum yetmez.
Kestiğin bir tek kurdele göster, yüzlerce hemşerime iş olanağı sunmuş
Ben bunun yerine sahip olduğun arsa ve arazilerin tapularını mı göstersem acaba!
Toz bulutu gibi üzerini örttüğün şehrim, şimdi nefes alamıyor, boğuluyor.
Keçilerle uğraştığın kadar işsizlerle de, işsizlikle de uğraşsaydın keşke.
Bu şehrin Valisi ""gelecek yatırımcıyı kırmızı halı ile karşılarım"" derken sen ne diyorsun?
Uyduruk toplantılarla olmayan halk desteğini ispata çalışıyorsun!
Keşke ""Menekşe Arazisini Dönüştürmedeki"" bürokratik kıvraklığını bu şehri kaçılan değil aranan belde kılmada kullanabilseydin.
Ama can çıkıyor huy çıkmıyor değil mi?
Karahan"ın dağı-tepesi belediye imkânları ile mamur halde.
Menekşedeki arazinin yollarını gördüm geçenlerde, utandım!
""Gözünü toprak doyursun"" dedi araziyi gösteren gazeteci
Hepsi bu milletin vergileri ile yaşayan belediye imkânları ile realize edilmiş.
***
Sen!
Nehir denildiğinde; yat kulübünde simit-ayranlı reklâm yemeği yemeyi
Göl denildiğinde; Göle nazır arsa edinmeyi
Dağ denildiğinde; saflarına çekeceğin medya mensuplarına güveç yedirmeyi
Güney mahalleleri denildiğinde; Arıtma tesisi ile Kuzey"e göç etmeye zorlayacağın kitleleri
Doğulular denildiğinde; bir dere ıslahı ve iki şaklabanla tavlayacağın oy verme köleleri
Demokrasi denildiğinde: uçurtma gibi rüzgârı yüksek partinin sırtına binmeyi
Siyaset denildiğinde; her iktidarın rengine bürünmeyi
Şehircilik dendiğinde; İçme suyu barajının beton borusu içinde poz vermeyi
Seçim denildiğinde; seçim kurullarındakilerin yakınlarına belediyenin tesislerini kiraya vermeyi
Kamu hakkı denildiğinde; milletin cebinden Ferdi Tayfur"a yüksek telif ücreti ödemeyi
Kul hakkı denildiğinde; mensubu olduğun son partinin genel başkan yardımcısı ile ""Hac"ca"" gitmeyi
Gazeteciler denildiğinde; Güveçle, büfeyle, ekmekle, otobüsle, ucuz evle, huzur hakkıyla, şirketlerden maaşla, ihaleyle, işe almakla, televizyonla ""ikna etmeyi"" denemeyi
Bürokrat denildiğinde; her cenahtan istihdam ederim, işimi hallederim
Gibi anladığın için suçlusun!
Adanalı böyle düşüyor en azından.
Bu şehrin şah damarlarını tırnaklarınla kopardın.
Kuruttun bu şehrin hayat köklerini
***
Çık şimdi konuş ne diyorsun bu konuda!
Neler yaptın çeyrek yüzyıldır!
Çakma muhtar toplantılarında değil ama
Geçlerimizi ""öz oğlun kadar şanslı ve zengin kılmak için"" neler yaptın merak ediyorum.
Oğlun, adıyla rezidans yaparken Adana"nın gençleri çamurdan ev bile yapamıyor.
O işsiz gençler sadece masumca soruyor.
Karslı köyünden
Bir yanda oğlunun inşaatına diğer yanda hanımının arsasına bakarak
Sadece soruyorlar
Ne diyorsun?
***
Babalar günü ertesinde, herhalde her babanın almaktan sevinç duyacağı bir haber!
Mustafa Tuncel yanılmış.
Oğlun ""temiz"" çıkmış gözünaydın.
Fakat unutma onlarında, bununda sebebi sensin.
Vebaldesin