KARMA EVLERDE / AİLE NEREDE?
1984 yılında, 17 yaşında K.T.Ü Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliğini kazanıp Trabzon’a gidip, Yurt-Kur’un yurtlarına yerleşemeyip, yedek listede adımı görünce içime tarifsiz bir yalnızlık ve korku düşmüştü.
Yeşile sırtını dayamış, maviye entarisinin uçlarını batırmış bu yağmur yüzlü şehirde ne yapacak nerede kalacaktım.
Pişmanlıkla karışık acemiliğim, içimi burkmuştu.
Neyse ki babamın telefondaki tavsiye ve tesellisi birazcık içimi ısıtmıştı.
Öncelikle Reşatbey / İmren Taksi durağında çalışan babamın, arkadaşının oğlu; Bayram Evmez’in (erken yaşta trafik kazasında hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin)hemşeriliğine ve tecrübesine sığınmış, ardında Limana yakın köhne bir otele yerleşmiştim.
Neyse ki çok geçmeden, yedek listelerden yurtlara, öğrenci almaya başladılar.
Galiba 1-2 ay kadar sonra Üniversitenin içindeki yurtlardan birine kapağı attım.
İşte tam o dönemde ‘’gıyabi olarak’’ tanıştım ‘’karma öğrenci evleri’’ ile…
Trabzon’un Fatih semti sınırında CHP’li Belediye başkanı Atay Aktuğ tarafından yaptırılan ilk çok katlı binalardan ve evlerde kalan ‘’karma öğrencilerden’’ bahsediliyordu.
Duyduğumda içimde oluşan ilk duygular ‘’infial’’ di.
****
Üniversite günlerim ilerlemeye başlayınca duygularım ‘’infial’’ den ‘’ İğrenmeye ‘’ evrilmişti zira kendi sınıfımda Giresunlu bir erkek arkadaşım ve Tıp Fakültesinde okuyan kız kardeşi bu tip bir karma evde başka erkek ve kızlarla birlikte kalıyorlardı.
Kendisiyle ilerleyen zamanlarda ideolojik olarak karşı saflarda yer aldığımız bu arkadaşım bunun bir ‘’özgürlük’’ olduğu savunurdu hep.
Şimdi neredeler ne haldeler bilmiyorum.
Bildiğim tek şey; o gün, zor olanı değil kolay olanı, ahlakı değil hazzı, geleneği değil (kendilerince) moderniteyi, dini olanı değil ideolojik olanı seçmiş olmaları idi.
Yemek kuyruklarında karşılaştığım kız kardeşten de ‘’lanetli yahudi’’ gibi kaçışımı hatırlıyorum.
Ondan bana bulaşacak yâda sıçrayacak tarifsiz bir kirlilik duygusu vardı içimde…
Maalesef bugün tartıştığımız bu toplumsal yaranın kökleri 30- 40 yıl gerilere gitmekte.
İnsanoğlu ‘’dünün güneşinde bugünün çamaşırlarını kurutamaz ama dünün çamaşırlarını bugün güneşinde yıkayıp kurutabilir.’’
Karma Evler anti ailedirler…
****
Gençlerin cinsel dürtülerinin, karşı cinse ilgi ve alakalarının tavan yaptığı bir dönemde bu tip evler ‘’ideolojik devşirme’’ faaliyetleri için elverişli bir karargâhta olmaktaydılar.
Bu söylediğime de yaşayarak şahit oldum.
Sınıf arkadaşlarımdan bazılarını, genç kızlarla herhangi bir hukuki ve sosyal sorumluluk altına girmeden aynı çatı altında kalma adına kaybettim.
Bir süre sonra bu ‘’komünen hayat!’’ tüm o gençlerin hem sosyolojilerini hem psikolojilerini bozdu.
Sınıfta, kantinde, yemekhanede, kütüphanede aramızda ‘’bekâr evliler yâda evli bekârlar’’ gibi dolaşmaları bir ‘’gıptadan çok öfke’’ doğuruyordu.
Evet, bu ülke Müslüman bir ülke olmanın ötesinde örfleri-adetleri olan da bir ülke…
Bu millet hayatının hiçbir döneminde bu tarz bir yaşam şeklini ‘’hoş karşılamamıştır.’’
Her şeyin ‘’ortak’’ olduğunu iddia edenlerimiz çıkmış zaman zaman ama onlar bile ‘’yar yanağından gayrı / paylaşmak için her şeyi ‘’ (Şeyh Bedrettin) demişler.
Bizde ‘’yar yanağına atılan tokattır’’ karma evler.
Aile kurumuna ‘’kürtaj yapmaktır merdiven altı muayenelerde…’’
Bütün dünya ‘’aile diye çırpınırken’’ Rus devrim ve ahlâkından neşet eden bu ilkel uygulama çağ dışıdır, gayri ahlâkidir ve gayri insanidir.
Ortak değerleri parçalayan şey bireysel özgürlük olamaz.
Aileyi doğmadan boğan karma evler hürriyetin değil zilletin numunesidir
Karma Evler;Amel-i Esfele Safilindir!