""Haddinden fazla şiddet, gayedeki hikmeti yok eder.""

                                                                                    MECELLE

Bu benim için ertelenmiş bir yazı idi.

Yaşadıklarıma, anılarıma ve yaşlandıkça çoğalan ""vefa duyguma"" binaen ertelenmişti…

Olan biten tüm saçmalıkları ve rezillikleri ""ramazanın sükût kuyusuna"" atmıştım.

Olmadı…

Davaya sadakati değilde şahsa sadakati şeref addeden milli görüşçü yoldaşlarımıza bir çift kelam etmek, kardeşlik hukukumuzca vacip oldu.

""Davaya sadakat"" bahsinde sınıftan kaçan ama ""Hocaya sadakat"" bahsinde kongre ve kürsü basan gençler;  kutsal cihadın değil, kör cehaletin piyonlarını oynuyorlar.

Kendi ""kutsal ideallerinin"" değil, perde arkasındaki ""hırslı ağabeylerinin"" bunca tecrübeye rağmen baş edemedikleri ""mutlak iktidarlarının"" kavgasını veriyorlar.

Hoca ve hırçın taraftarlarının her hamlesi, her güllesi, Numan Kurtulmuş"un olgunluk, nezaket ve sağduyu gölünde kayboluyor.

Koordinatları; (bırakmayı bilmeyen ağabeylerce) belirlenmiş hedeflere yapılan hadsiz ve ölçüsüz slogan bombardımanı, bıçkın hocacıları istiğraka boğarken, ortalama vicdan sahibi geniş halk yığınlarını da istikrah duygusuna taşımakta.

Referanslarının din olduğunu söyleyerek, dünyayı istemek böyle bir şey olmalı.

Kaba, sakil, köksüz…

Adı basbayağı ""iktidar mücadelesi"" olan bir tavrı dinileştirmek için bin bir türlü tevil, tefsir, rüya ve menkıbe kuyruğunda beklemek.

Havaalanında otobüs beklemek gibi…

Lütfen bu ""Kurtlar Vadisi"" stüdyolarında çekilmeye başlanan ""Milli Görüş"" dizisine bir son verin artık.

Yakışmıyor.

Dışarıdakiler izlemiyor, seyrediyor.

İçerdekiler ise anlamıyor, ağlıyor…

Lütfen yeter artık!

***

Numan Bey yılmamalı yola devam etmeli.

Beylikler birbirleri ile uğraşırken, Osman Gazi Bizans"la uğraştığı için büyüdü.

Kırgınlıkların çetelesini tutmadı.

Küskünlüklerin arkasına düşmedi, ışığı önüne aldı ve yürüdü.

Fıtratındaki asalet ve nezaketle, siyasetindeki cesaret ve samimiyeti mecz edip yürümeli.

Kürsülere atılan yumruklar, iftarlarda fırlatılan çatal ve bıçaklar her ""doğru yol yolcusunun"" yol meşakkatlerindendir.

Sünnettir üstelik.

Delildir.

Gidenler yanlarında götürecekleri olanlardır.

Toplanacak, toparlanacak sabretmeli, zaman vermeli…

Her gidiş buruk, kırık ve kabülü zordur.

Unutmamalı…

Son olarak;

""Nasıl uğurlarsan öyle uğurlanacaksın.""

Bunu da sürekli göz önünde olan bir duvara yazmalı.

***

Erbakan böyle veda etmemeli idi.

Bir liderde en önde olması gereken feragat duygusunu terk ederek

Elleri ile inşa ettiği mabedin, kubbesinin parçalara bölündüğünü izleyerek

Her gün biraz daha, kalmasının imkânsızlığını görerek

Bırakması gerektiğinin vaktinin çoktan geçtiğini bilerek

Etrafındakilerin anlamsız ve sonuçsuz hamlelerini destekleyerek

Verdiği mücadelenin elde etmek istediklerinden uzaklaştırdığını hissederek

Kendisinden sonra geleceklere hiçbir şey bırakmamacasına her şeyi imha ederek

Milyonlarca seveninin kendisi ve hakları ile kardeşçe vedalaşmasına imkân vermeyerek

Yaşarken daha, kabrinin yerini, sevenlerinden gizleyerek

Veda etmemeli idi…