Elif Şafakın son kitabı Şemspare
Çok şükür kimilerince "şeker bayramı" olarak adlandırılan ramazan bayramı; okumalarım açısından "şükür bayramı" olarak geçti. Üç yazar kitapları vesilesiyle nefes üfledi, ruhumun tozlarına, yorgunluğuna, dağınıklığına. Oruçtan çıkan midem yiyeceklerle bayram ederken, beynim ve kalbim kelimelerle, duygularla ziyafet çektiler, kendilerine.
Bunlardan birincisi Elif Şafak"ın geçtiğimiz Haziran okuyucusu ile buluşan renkli kitabı "Şemspare."
Bugüne kadar 12 kitap yazmış, kitapları 30 farklı dile çevrilmiş olan Elif Şafak bu kitabında bir romanla çıkmıyor karşımıza. M.K Perker"in çizimleriyle renklendirdiği, görsel olarak da metinleşmiş 66 adet denemeyle çıkıyor okuyucusunun terazisine. Roman kahramanları yok kitabın sayfalarında, yazarın kendisi var. Yalın halde. Kadın haliyle, ev haliyle, sokak haliyle
Annesinin büyümeyen küçük kızı, kocasının bencil yazar karısı, çocuklarının sınırları zorlayan annesi yâda ülkesinin, sokağın, kadınca sesi, gözlemcisi
Kitapta Elif Şafak"ın dünya edebiyatına, edebiyatçılarına ve onların eserlerine vukufiyeti hemen dikkatinizi çekiyor. Karşınızda kendisini "yazmaya programlanmış yâda adanmış" olarak gören çağının vicdanı olmaya niyetli bir kadın aydın var. Şüphesiz her yazarın özellikle romancıların kurguladıkları, hayal ettiklerini kitaplaştırdıktan sonra, asıl; hayata, insanlara ve olaylara dair düşündüklerini ifade etme telaşları anlaşılabilir bir durum. Elif Şafak"ta hikâyelerinden kaçarcasına, duygularından yuvarlanırcasına kaleme aldığı denemelerinde; sıcak ama ürkek, istekli ama çekingen, kararlı ama dengeleri gözetici bir üslupla karşınızda.
*****
Çoğu zaman yakaladığı trajedileri yâda çelişkileri (belki de bir sonraki romanının muhtemel okurlarını küstürmeme adına) aydın kalibresine uygun sonuçlara ve çözümlere taşıyamıyor. Hep bir gerilimin ve baskının altında yazdığını hissediyorsunuz. Kuşkusuz bu yazdıklarının, dikkat çektiklerinin, ayna tuttuklarının değerini azaltmıyor ama size bir bitiş düdüğü de çaldırmıyor. Elif Şafak"tan Emile Zola"nın ""J"Accuse"" (Suçluyorum!)tavrını ve üslubunu beklemiyorum ama Vaclav Havel sahiciliğini, Borges"in kayıtsızlığını umuyorum.
Elif Şafak, Elia Kazan"a arkadaş Arthur Miller"ı gammazladı diye sitem ederken, ülkesinde olan bitenlere Orhan Pamuk kadar bile diri ve toplumda karşılığı olan tepkiler koyamadı. Hep dengeleri gözeten asıl meseleleri teğet geçen düzlemlerde konuştu, yazdı. Milletinin yazarı, aydını, vicdanı olmaktansa okurlarının yazarı olmayı tercih etti, bu kitapta bu iddiamın en büyük tanığı. Tarih korkakları unutur. Cesurları unutturmaz. Hayatı bir roman kurgusuna, insani ve vicdani çığlıkları da Piar çalışmasına dönüştürürseniz sizden geriye çok satmış ama okunmamış kitaplar kalır. Ben daha içerden, sahici, yürek burkan denemeler, tecrübeler beklerken edebiyata bulanmış dedikodu buldum kitapta.
*****
Ne diyelim Orhan Pamuk"u Nobel"e, Yaşar Kemal"i İdeolojiye kurban eden Türk entelijansiyası Elif Şafak"ı da Tiraj"a kurban etmek üzere. Elif Şafak her yerde olanın hiçbir yerde olacağını, seyahat etmeyi yaşam şekli haline getirenlerin bir gün kendi vatanlarında mülteci durumuna düşeceklerini anlayacak ama o vakit bizler içinde Eyüp içinde çok geç olacak. İnsan kelimelerini terbiye edebilir, kahramanlarını çoğaltabilir ama yazdıklarınıza inandıklarınızdan daha çok sıcaklık katamazsınız. Keşke Elif Şafak Şems"i yâda Mevlana"yı sokaktakiler kadar anlayabilseydi. O zaman sokağa dair yazdıkları daha muhterem olurdu. Şemspare; adındaki ışıltıdan uzak, yazarını ele veren ve suçüstü eden okunası bir kitap. Şemspare yazarını anlatan, aylın anlatan bir kitap. Kitap M.K Perker"in göz nuru çizgileri için bile alınabilir, okunabilir.
Değer.