İNSAN SİZCE NEDİR?
Çinliler “İnsan; yedikleridir…”
İbn-i Haldun “İnsan; çevresidir…”
İhsan Fazlıoğlu “İnsan; isimlendirdikleridir…”
Hazreti Ali (kv) “İnsan; nereden geldim, neredeyim, nereye gideceğim, sorularının cevabıdır…”
Sadi Şirazi “İnsan bir damla kan binlerce endişedir…”
Eflatun “İnsan sonsuz bir ipteki düğümdür…”
Alex Carrel “İnsan; bu meçhul…”
Mevlana Celaleddin Rumi “ İnsan; aradığı şeydir…”
Dücane Cündioğlu “İnsan: hazreti insandır…”
Nietzsche "İnsan; kırmızı yanaklı hayvandır…"
Aristotales “İnsan; düşünen hayvandır…”
Karl Marks “İnsan; alet kullanan hayvandır…”
Sufiler “İnsan; sevdiğidir…”
***
Bütün bu tarifler “körlerin Fil İstiaresinde” olduğu gibi hakikatin bir parçasını, ışığın tek yansımasını tarif kabilinden, doğru sayılabilir. Lakin bütüncül, evrendeki insanı ya da insandaki evreni tanımda veya tarifte çok aciz kalır. Ve aslında her tarif eksiktir. İnsan ise isimlendirmeyi ve tarif etmeyi sever. Bilmez ki isimlendirdiği şeyi dondurmuş ve tanımlamış olur. Zihinde isimler üzerinden düşünmeye başlar. Bir şeyi bilmekte zaten; nesneleri, kavramları ve kronolojiyi bilmekle tamam olur.
***
Akıl tamamen kuşatamadığını anlayamaz, anlayamadığını tanımlayamaz ve kâmilen anlatamaz. Ve akıl 3’ ayrılır. Nazari, Tecrübi ve Temyizi…
İnsanın 2 sesi vardır. İçses düşünce, dış ses konuşma… İnsan düşündüğü kadar, konuştuğu için de ayrılır bütün diğer varlıklardan. Düşünerek kendisini, konuşarak, dış evrenini tamamlar. Dil düşüncenin yurdudur. Lafız mananın bedenidir. Ve kelime iz bırakan şeydir.
***
İmdi, herkes sözünü söylemiş.
Allah (cc) da Kur’an’ında bir insan tarifi yapmış.
***
"Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (ez-Zâriyât, 51/56).
***
“Kullukmuş” her ne var ise âlemde. Kulların tanımları da buna dahilmiş dedi Meczup