Ramazan yaklaşırken, Şaban da 10"unu bulmuşken bastırdı ""sarı sıcaklar.""

Güneşin cömertçe tokalarından boşandırıp dağıttığı alevden saçları, tüm evreni çepeçevre sarıp sarmaladı adeta.

Onun saçlarından akan ısı kendi saç köklerimizden beynimize akıyor.

Vücudumuz saçımızdan tırnağımıza doğru eriyecek-akacak gibi.

Akdeniz"in kalaycı körüğü gibi üretip-üflediği rutubetin; tenimizi alevden diliyle yalaması, ıslatması da ayrıca cabası.

Cümle âlem, yanmaktayız.

Her yanan gibi bir gölgelik bir serinlik aramaktayız.

Ağacın, suyun, dağın…

Dostun!

Hadi daha doğrusunu söyleyelim mi?

Camilerin esenliğini

Şadırvanların gölgesini

Abdestin serinliğini

Namazın dinginliğini

İbadetin serinleticiliğini aramaktayız.

***

Farkındalıklarımızdan ziyade alışkanlıklarımızla hareket ettiğimizden ıskalıyoruz.

Serinliği sahillerin çıplaklığında (bitki örtüsü olarak), tuzunda, kumunda ve yakıcılığında arayışımız…

Buzdolabının soğutmayıp soğukluğunu içim kolaylığı için ayarladığı şeylerden medet ummaktayız. Bir şey ki serinletir sıcak da içilebilir olması gerekmez mi?

Cola, mayo, havuz, balkon ve şemsiye ile sadece yanmanızın derecesini ve biçimini ayarlarsınız yanmaktan korunamazsınız.

Alevden ateşe kaçmak değil mi deniz?

Sonrasında su toplamış ve kararmış tenler kente döndüğünüzde neyi becermiş neyi doğru yapmış oluyorsunuz ki?

Terden tuza kaçmak mı tüm niyetiniz?

Ne dersiniz?

Serinlik sadece denizden gelen sabah esintisi ise kenti bırakıp gitmek niye?

Aynı esinti her sabah pencerelerimizde bize el sallamakta…

Ağacın, suyun ve dağın gölgesi yoksa…

Bu sıcaklar sizi; serin camilerin, su dolu şadırvanların ve kulluk seremonisindeki kulların arasına çağırmıyorsa

Su ile arınıp, namazla uyanıp, dua ile serinlemiyorsa kalbiniz

Yanlış tercihlerdesiniz.

Geçmiş Recep, Kapıdaki Şaban ve gelecek Ramazan sizi ibadet serinliğine çağırıyor.

***

Mü"min abdestte su ile elini yıkarken, acaba su elinizdeki neyi yıkıyordur?

Abdest alan sadece elini, yüzünü, kollarını ve ayaklarını mı yıkıyor?

Ama bir insanın bu uzuvları bir günde beş kez yıkanacak kadar kirlenmez ki…

Biz maden işçileri miyiz ki…

Nelerimizi yıkıyoruz acaba?

Dedim ya abdestin serinliği baştan çıkartıcıdır.

Namazın dinginliği bağımlılık yapıcıdır.

Kulluk ise hepten baş döndürücü ve sürükleyicidir.

Varın siz az laftan çok anlayın.

Yaz geldi, sıcaklar bastırdı, mavalına kanıp sakın ucu denize çıkacak pabuçlar bırakmayın.

Mihnette-rahmette renk renktir.

Ama genellikle rahmetin rengi yeşildir.

Mihnetinki sarı yâda mavi olmasın.

Siz yinede bir düşünün.