ÖFKELİYSEK SEBEBİ VAR..!
""Seviyorsak sebebi var"" bir Yeşilçam repliğinden daha fazla şey ifade eder Anadolu"nun şehirlerinde köylerinde. Kendi gençliğimden bu yana gençlerin favori klişelerindendir bu. Gençlik; severek başlar, kolay sevmenin zor bırakmanın adıdır bu dönem. Sonra nefreti de öğrenir ve tecrübe eder gençlik.
*****
""Surat Asmak Hakkımız"" adlı kitabını yazdığında İsmet Özel"de hesap edememişti geniş muhalif kimselerin bu cümleyi çok seveceğini. Aforizma ya da özdeyiş veya yeni üretilmiş bir cümle bazen bir tarih diliminde yaşayan insanların ""dil ezberi"" olur.
*****
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren sistematik olarak devletten ve devlete ait olandan uzaklaştırılan inançlı halk toplulukları kendilerinin hep devletin ""üvey evladı"" oldukları duygusuna sahip oldular. Haklıydılar. Yeni devlet eskiyi ve eskiye ait her şeyi hunharca be barbarca tasfiye etmeyi birincil görev edinmişti.
Alfabesi, Elbisesi, Âlimleri, Takvimleri değişen insanlar aşağılanmış horlanmıştı.
Devletle millet arasındaki bu gerilim on yıllar boyunca sürdü.
Kur"an okumak, okutmak isteyen insanlar jandarma kovuşturmaları ve baskınlarıyla karşı karşıya kaldılar.
Risale okuyanlar hapishanelere atıldılar.
Zikrullah için bir araya gelenler polis takiplerine takıldılar.
Ezanları bile Türkçe okundu.
Başörtüsü ""tu kaka"" iken önce şapka sonra açıkbaş ""zorla ""moda oldu.
Devletin dindarlara karşı sistematik aşağılaması ve dışlaması hep süregeldi.
Bu ilkede dindar olmak hep bir mücadeleyi göze almayı gerektirdi.(Bunu söylerken Alevileri, Kürtleri ya da solcuları atlıyor değilim.)Ama konum bu değil.
Hiç kolay yollar olmadı onlar için.
Hep zorluklara, engellere, faullere maruz kaldılar.
Hakkı olanı alamadı. Hakları aleni gasp edildi. Partileri kapatıldı, yakınları hapislere tıkıldı.
Bu durumu yaşayan insanlarda biriken şeyin adı ne ola ki?
Başbakan ""Öfke bir hitabet sanatıdır"" dediğinde ne dediğini anlamayanlar birde buradan baksınlar. Öfkelendiğimiz doğru belki öfkeli olduğumuzda. Bugün ben kendi hayatımda da bunun yansımalarını bizzat yaşıyorum.
Krakterleriniz yaşadıklarınızdan şekil alır, şekillenir.
Ama esas olan öfkenizi adaletsizliğe, haksızlığa karşı kalkan gibi kullanmaktır.
Öfkenizi insanlara ya da insanlığa yöneltmemektir.
Öfkenin bizatihi kendisinden ziyade yönelimine bakmalı.
****
Lazerle öldürebiliyor ya da ameliyatta can kurtarma için kullanabiliyorsunuz.
Öfkenizde böyle.
""One minüt"" daki öfkeyle barışığım ben ve destekliyorum.
BM Konseyindeki öfkeli konuşmaya da diyeceğim yok.
Çünkü biliyorum bu öfke nasıl nerede ne zaman birikti
Şimdi bu öfke sahiplerinin yaptığı demokratik reformlara sığınıp ""Kin kusanları"" gördükçe; öfkenin de kıymetini bilmeli diyorum.
Sevmek kadar sevmemekte bir tavırdır. Fısıldamak kadar öfkelenmekte birçok şey anlatır.
Öfkeliysek sebebi var agam.