Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Nalan KUZU
Nalan KUZU
Ölü Bebekler Ülkesi Çin ve Vicdani Sorumluluklarımız

Zaman zaman medyada uzun tartışmalara neden olan, bizlerinde neden yazmadığımızı sorguladığınız konular oluyor; çoğu zaman bilerek uzak durmaya çalışıyorum. Siyah, beyazlardan bahsederken grinin tonları bazen hukukun, bazen inanç ekseninin, bazen de insan haklarının, vicdan muhasebesinin rengi oluyor. Kürtaj tartışmaları da yukarda bahsettiğim cinsten bir yazı konusuydu benim için! Bugüne kadar yazma gereği hissetmedim;  bugün yazdıransa son günlerde okuduğum birkaç araştırma ve bir haberin içeriği!

Haber Çin"den. Bir ailede birden fazla çocuk yasağının olduğu Çin"den dünya basınına yansıyan haber tüm vicdani duygularımı ayağa kaldırdı. Nüfus kontrolü için Çin devletinin getirdiği yasaya göre ilk bebekten sonra gelen bebek başına aileler 40,000 yuan yani 6300 dolar ceza ödemek zorunda. Devlet adım adım kadınları takip ediyormuş. İkinci bebeğe hamile kaldıklarını anladıkları an derhal maddi durumları araştırılıyor. Eğer cezayı ödeyemeyecek durumdaysalar derhal kürtaja ya da doğal yollarla düşük yapmaya zorlanıyorlar.

2 Haziran 2012"de 23 yaşındaki Feng Jiannei isimli Çinli genç kadın devlet görevlilerince tespit ediliyor. Feng 7 aylık hamile. Aylarca bol elbise giyerek yetkililerin gözünden kaçmayı başarabilmiş. Maddi durumları cezayı ödeyebilecek düzeyde değil. Görevliler önce kadını düşük yapması için uyarıyorlar. Kadın "Artık çok geç, bebek 7 aylık" diyor. Bunun üzerine devlet görevlileri kadını döverek bebeği zorla düşürtüyorlar. Bebek canlı! "Çözüm" olarak kimyasal bir enjeksiyonla bebeği öldürüyorlar. Olay bir şekilde basına yansıyor. Dünyanın dört bir tarafından vicdanı, aklı, kalbi, sağduyusu, olan insanlar olayı ve Çin hükümetini protesto ediyorlar. Çin hükümeti de kadından özür diliyor. Yapanların cezasız kalmayacağını devlet ağzıyla beyan ediyor ancak olaydan sadece bir hafta sonra bu şahısların rutin olarak çocuk düşürtmeye yönelik her türlü caniliği yapmaya devam ettiği ispatlandı. Haberde yer alan bir başka ayrıntı: Çin hükümeti, ilk çocukları kız olan ailelerin yazılı başvurusuyla "belki erkek olur diye ikinci çocuk istiyoruz" taleplerine bazen "olur" diyormuş. Eğer erkek olmazsa  "Çaresine kendiniz bakın" diye de kulalarına kar suyu kaçırıyormuş. Eğer kurallara uymayan olursa anne ya da baba kısırlaştırılıyormuş. Haberi dehşetle ve ağlamaklı bir şekilde okudum.

Çin "çocuk yapmayın" diyor, bizim devlet büyüklerimiz "en az 3 çocuk" söylemlerinde bulunuyor; çünkü 2030 yılında Türkiye bugünkü istatistiklerle devam ederse dünyanın ortalama nüfusu yaşlı ülkeler arasına girmeye aday. Sonra geçen hafta Hollanda"da yaşayan Türk azınlıklarla ilgili izlediğim belgesel haber aklıma geldi! Semtin ileri gelenlerinden bir vatandaş "nüfus olarak bu kadar yaşlanacağımızı düşünmemiştik, o yüzden de hazırlık yapmamıştık" diyordu; çünkü çalışmaya adanmış ömürlerinde bakamama korkusuyla sınırlı sayıda çocuk sahibi olmuşlar ya da çocuk dünyaya getirmemişlerdi. Sonra ülkemizdeki kürtaj tartışmalarını düşündüm… Benim kendi vicdanımın sesi;  peygamber efendimizin  "evlenin çoğalın, kıyamet günü ümmetimin çokluğu ile övüneceğim" hadisinden yola çıkarak, evlilik kurumunun önemi, ciddiyeti, asaleti ve huzurunun bir an önce hak ettiği özellikte korunması, sağlıklı ve ahlaklı nesillerin çoğalması yönünde temennilerde bulunup dua etti. Devletin kürtajı yasaklamaktan çok insanları kürtaja yönelten sebepleri ortadan kaldıracak önlemleri en kısa sürede alması gerekiyor.

Lise sıralarından kalkıp, kürtaj masasına yatan nesiller istemiyorsak, önce ahlaki ve vicdani sorumluluğu olan bireyler yetiştirmeliyiz; yasakları devlet eliyle oluşturup tartışmadan, korunma yöntemlerini en ücra köşelerdeki vatandaşlara kadar anlatmalıyız.

Bu yazı toplam 23441 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber