Nescafe kreması gibi tek başına hiçbir anlam taşımayan sözlerden de adamlardan da uzak durun. Kahvesini kuşanmamış, ortağını ortalığa bırakmış kremadan bir halt olmaz.

Kraker karakterli dokununca dağılanlar varya onlarla da hiç işiniz olmasın. Hep gevrek ve gerilimle yaşarlar dik durmaları içlerindeki dirayetlerinden değil ambalajlarındaki jelâtindendir.

Birde çiğnendikçe yumuşayan tipler vardır hayatta. Cikletimsi karakter taşıyanlar, renkleri kokuları tatları farklı ama temel özellikleri aynı. Bunlara bulaşmaktan da yapışmaktan olabildiğince uzak durun.  

Orta refüj yeşilliği gibi tek başına ve hep toz toprak içinde duygular yaşayanlara da yakın olmayın. Yeşil renkleri, ayaklarının diplerindeki çimenler aldatmasın sizleri. Tozar, tozutursunuz!

Kendini göl sanan damlalarla da merhabanız olmasın. Su olmakla övünmeyen, arıtmayan deryaya karışmayan deryayı kendisi sanan gafil size ancak susuzluk ve uykusuzluk verir.

Kireç olacaksanız da yüzde değil yeryüzünde bir dağ eteğinde suyla tanışmamış olanından olun. Saf beyaz, henüz sarıya çalmamış. Kendi kalmış, sönmemiş, suyla kucaklaşmamış…

*****

Buruşuk suratlı karışık malumatlı tiplerden vebadan kaçar gibi kaçın. Küpün içinde ne varsa dışına o sızar. Güzellik ki saklanamaz, gizlenemez çıkar içerden dışarı. Çıkamamışsa ya yoktur, ya çıkamıyordur, suratlar önemli!

Kendisinden önce kokusu gelenler vardır birde. Lavanta gibi bayan, bayıltan… Aldanmayın.

Ten kokusu can kokusudur. Tene yapışan canda yaşayandır. Güzel adamlar zaten güzel kokarlar.

Parfüm şişesi değil kendi sureti tanıtmalı adam gibi adamı. Kokusu önünden değil peşinden gidenlerin arkasına düşün. Yanılmaz, aldanmazsınız.

İmaj atına binmiş makyajlı ruhlardan da uzak durmak gerek. Hiçbir makyaj sevmez yağmuru karı… Sense yağmur adamlar bul kendine rehber. Çünkü yağmur gizleneni açığa çıkarır. Çoğaltır, yaşatır.

Kavanoz dipli, kafası değil kapağı olanlar vardır mesela. İçine aldığını nefessiz bırakır, öldürür. Şeffaflığına aldanmayın. Esnemez, gülümsemez sadece yuvarlanır, şaka gelmez kırılır.

Hep konuşanda hep susanda ihtiyat ister. Konuşmak ki ilme, susmak ki irfana alamettir. Sen konuşacakken susandan, susacakken konuşandan sadece kaç.

*****

Birde sokak lambaları gibi adamlar vardır. Hep aydınlatır yolunuzu, yönünüzü… Pervaneler, kelebekler gece olunca düşerler peşine… Sizde düşün peşine, hayatta bir dikili sokak lambanız (pardon dostunuz ) olsun.

Adamlar ki hepsi bunlar değil.

Bildiklerim ki hepsi bu kadar değil.