Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Serdar AYDIN
Serdar AYDIN
TÜRKİYE’NİN HALLERİ / ASIM’IN NESLİ

Bizde eskiler “yaşa ki; göresin!” derler. Yâda Japonlar kızdıklarında “ilginç zamanlarda yaşayışın” diye beddua ederlermiş. Türkiye kimi/kimleri kızdırdı ise onlar beddua ile kalmadı, ilginç şeyleri yaşatmaya bizzat çalıştılar. Çok uluslu, çok planlı ve çok acımasız bir tuzaktı, son yaşadıklarımız. İçerisine bir çok büyük devletinde dahil olduğu bir “konsorsiyum yapımı” olan, insanlık tarihinin, en acımasız ve kahpece saldırısına maruz kaldı Türkiye. Neden peki? Çünkü bazıları, son on dört yılda yaptıklarımıza fazlasıyla şaşkın ve kızgındı.

 

Milli gelirini 3000 dolardan 11000 dolara taşıyan, ulaşım, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi temel alanlarda üretilen/sunulan hizmet kalitesiyle “muasırlarını yakalayan hatta geçen” Türkiye durdurulmalıydı.

 

Dış politikasında adaletli, herkesi önceleyen, mazlumun ve mağdurun hakkını arayan, yerleşik tabuları yerle bir eden ve mevcut hegemonlara/monarklara “dünya beşten büyüktür” diyen Türkiye sıkıştırılmalıydı.

 

Elindeki imkânları, bölgesindeki, çevresindeki hatta dünyanın bir ucundaki ihtiyaç sahipleri ile bölüşen/paylaşan buna öncülük eden ve adeta “mazlum ve mağdurun” hamisi olmaya cür’et eden Türkiye pişman edilmeliydi.

 

Türkiye’de bugüne kadar onlarca stand by anlaşması ile ülkemizin kanını emen IMF’nin vantuzlarının kesilmesi, faiz lobilerinin sömürü çarklarının kırılması, yatırım ve ihracatta devrimlerin yaşanması engellenmeliydi.

 

Engel olunmaz, müdahale edilmezse bölgesinde lider, dünyada öncü olacak bir Türkiye’nin tüm uluslara “rol model” olması kaçınılmazdı ve yakındı.

 

*****

 

İngiliz destekli “Gezi kalkışması” beklenen sonucu vermemişti. Millet üç beş ağacı bahane ederek, “Soros organizesi” olan Arap baharının, Türkiye versiyonunu vizyona sokma çabalarına, okkalı bir “Osmanlı tokadı” attı.

 

Ama onlar durmadılar.

 

Arkasından bugünler için 1999 yılında Apo’yu verip yerine aldıkları ve tam 14 yıldır Pennsylvania’da besledikleri, din görünümlü “masonik/mesiyanik” adamı ve adamlarını devreye soktular. “Adalet ve Emniyet” içerisine bin bir kılık, bin bir yalan, bin bir hile ile yerleştirdikleri “zombiler” hareke geçti. Yalan, kaset, iftira, algı operasyonu gibi onlarca tuzaklarla örülü kalleş pusularından geriye, alınlarının ortasındaki “milletin tükürüğü” kaldı. Bu aziz millet oynanan oyunu gördü, devletinin ve liderinin yanında sıradağlar gibi durdu.

 

Hainler yine durmadı.

 

Bu kez “altın vuruş” yapmak niyeti ve hedefi ile 15 Temmuz’da kırk yıldır Askeriye içerisinde yuvalandırdıkları “mankurtlarını” millete ve iradesine karşı kalkıştırdılar. Hatta kendi insanlarımıza acımasızca, gaddarca, uçaklarla, tanklarla, helikopterlerle, silahlarla saldırdılar.

 

237 şehit ve binlerce yaralı kaldı o geceden geriye.

 

Analarından “siyah süt” emmiş, bu kara adam ve adamları bir kez daha mağlup oldular. Milletimiz ikinci “istiklal savaşını” eti/kemiği/dili/elbisesi kendinden gibi? olan bu barbarlara karşı kazandı.

 

Türkiye bize kaldı. Asım’ın nesline…

 

Asım’ın nesli diyordun ya nesilmiş gerçek!

 

Bak çiğnetmedi vatanını çiğnetmeyecek!

 

Merhum Mehmet Akif’in duası kabul olmuş olsa gerek ki; bu millete bir daha “istiklâl marşı” yazılması durumunda kalmadık.

 

Hamdolsun!

Bu yazı toplam 20637 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber