NE ZAMAN BÖYLE OLDUK BİZ
Türkan, Ahmet ve Dilruba! Herkes bayramlaşırken onlarda bayramlaşmak niyetiyle çıktılar evden ve bir daha dönmediler
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül bile "konuya eğilin çocukları bulun" talimatları verdi ama çocuklar hala ortalarda yok ve aileler perişan!
Bayram sevdiklerimizle şenlendi
Sonra bayram tatili bitti okullar şenlendi çocuk kahkahalarıyla ama Türkan, Ahmet ve Dilruba hala yok!
Aslında onlar 2009 yılı Türkiye istatistiklerine göre kaybolan ya da kaçırılan binden fazla çocuktan sadece 3"ü
birkaç gündür Antalya"da yakalanan organ mafyasının haberleri, Türkiye Kayıplar Derneği"nin iç parçalayıcı açıklamaları, tedirginlikleri ve toplumsal güvensizlikleri fazlasıyla tetikledi. Toplumsal çözülme, ahir zaman söylemleri, şiddet, kendi aile bireylerine bile zarar verme, kesme, öldürme, yaralama, psikolojik travmalar "bize uzak sandığımız" birçok Türkiye gerçeği ile yüzleştirdi bizi.
Kapıları açık bırakılan evlerde, acil durumlarda komşuya emanet edilen çocuklarla büyüdük biz! Ne oldu bize böyle
Toprağa basmadan, evinden dışarıya çıkarılmadan, kırk tembih vurularak, komşuyu "selam vermek için bile" görmemezlikten gelen nesillerin öncüsü, farkına varmadan yetiştiricisi oluyoruz. Aramızda filizlenen şiddet unsuru ayrık otlarının farkına varamayacak kadar yoğun ve stresliyiz
Sonrada çaresiz!
Biz bunca şiddeti ABD"deki okullarda, toplu katliam haberlerinden izlerken, bize çok uzak diye düşünürdük. Ne zaman böyle olduk biz?
Sevgisiz bir dünya istemeyenler sevgi dolu yarınlar için biraz daha duyarlı bakmalı hayata; güvensiz, yarınsız ve birbirinden kopuk nesiller istemiyorsak gelecekte, yangın yerleri çoğalmasın istiyorsak, toplumsal bir sevgi seferberliği için tek yürek olmalıyız. Pencereleri ve kapıları sıkı sıkıya kilitlemek yerine ciddi kanun ve emniyet uygulamalarına ek olarak bireysel sevgi tohumlarımızı saçmalıyız yürekler yanmasın diye.