Kılıçdaroğlu'nun Değişimle İmtihanı
Marka bir gömlekle, kravatsız, (naylon bir poşet içerisine sarmalanmış, kurultayda ortaya çıkarılan) merhum Ecevit"in şapkasına benzer bir şapkayla, kürsüden konuşan Kılıçdaroğlu, neyi, nasıl değiştirecek çok merak ediyorum!
Kurultaydaki ilk sözlerine bakılırsa Sayın Baykal"ın siyasi taktiğini yarım yamalak taklit etmekten başka bir şey değiştiremeyecek, bunu hep beraber anladık.
Gençlerin argo deyimiyle "çakma" imajı ile günlerce bir grup "şaşkaloz" medyayı meşgul eden Sayın Kılıçdaroğlu ilk konuşması boyunca "nedendir bilinmez" Sayın Başbakan"a sürekli "Recep bey" dedi ve iktidarı kıyasıya eleştirdi; "yarım yamalak Baykal politikası" derken işte tamda bunu kastetmiştim. Sorunlar için çözüm önerisi, fikir, yol göstericilik yok, bol bol eleştiri var
Değişecekmiş, değiştirecekmiş, değişmeliymiş, miş, müş, muş
Bu hafta ne kadar çok duyduk bu sözleri!
Önce değişenden başlayalım: Kim değişti?
CHP"nin genel başkanı.
Nasıl değişti?
Garip bir komplo ile değişti. İnanılmaz ama gerçek! Bir kaset iddiası atıldı ortaya, kasetteki iddialar doğru mu, yanlış mı tartışılırken, yaşı Cumhuriyet"le yaşıt olan Cumhuriyet Halk Partisi"nin "kurultaylarda devrilemeyen lideri" Sayın Deniz Baykal istifa etti ve perde!...Oyun da tam burada başladı:Suçlular arandı, 1 hafta açlık grevleri yapıldı, sonra protestolar
Bir hafta sonra, gözümüz aydın, nur topu gibi yeni bir genel başkanı oldu partinin.
CHP"nin içinde gizli bir el her şeyi planladı ama aklımın almadığı: bu kadar kısa sürede, bu kadar hızla ve fire vermeden Kılıçdaroğlu"na muhteşem destek, Baykal"a ise inanılmaz bir silme hareketi nasıl gerçekleşti! Kılıçdaroğlu"nu medya mensupları, manşetlere taşıdı ve ayakta alkışladı; Sayın Baykal ise , tabiri caizse birdenbire "sevimsiz adam" ilan ediliverdi. Partinin tüm il başkanları, tek adaylı kurultayda, genel başkanlarını seçiverdiler."Baykal dönsün diye" açlık grevi yapanlar, bir gecede toz oldular. Canan Arıtman"la, Nur Serter"in iki damla gözyaşıyla hatırlanacak bir vefayla, genel başkanlarına bir haftada ve birdenbire "hoşça kal" dediler.
Skandal kaseti ortaya çıkaranın kim olduğu belli değil ancak skandalın neden tezgâhlandığı ve kimlerin bundan yararlandığı oldukça açık!
90 yıllık bir partinin yani CHP"nin 33. Kurultayından çıka çıka tek aday olan Kılıçdaroğlu çıktı.
Yenilenecek ve değişecekmiş CHP!
Bir zamanlar kongrede yenildiği için koltuğunu Ecevit"e devreden İsmet İnönü yaklaşımı şu an halihazırda bulunan CHP"li milletvekillerinde olsaydı, demokratik bir sürecin başladığını iddia eder bu değişimi memnuniyetle karşılardık. "Halkın partisi" olduğunu iddia eden CHP, tek adayla ve böylesine absürt bir olaylan sonra, medya rüzgarıyla hareketlenen gemisine kaptan olan Kılıçdaroğlu ile biraz zor değişir.
Seçim sonrası, ilk gezisini Zonguldak"a yapan Kılıçdaroğlu"nu, konuşurken kendisini arkadan dürten Önder Sav"ın uyarısıyla, konuşmasını yarıda kesmesinden, yeni bir söz, yeni bir yaklaşım ortaya koyamadan "hırçın politikacı" yorumlarından, Başbakan"ı hedef alan kişisel "Recep bey" söylemlerinden, " vatan haini" gibi ağır suçlamalarından, ayrıca sık sık vurguladığı "yandaş medya" yaftasından, anlamak isteyen anlayacağını anladı.
Değişim " sözde değil özde" olabilseydi, kaliteli bir siyaset özlemiyle tutuşan, sol görüşlü vatandaşlarımız kadar, eminim iktidar yanlısı muhafazakar sağ politikaya gönül vermişlerde sevineceklerdi.
Değişim mi?
Üzgünüm ama "bir başka bahara" kaldı!
Geçmiş olsun.