Bir Antalya Masalı / Yaz Keşifleri-II
Kollarımı kocaman açıp kanatlanıverdim, öğrencilik günlerime evsahipliği yapan, misafirperver Mavi Şehre! 560 km. kanat takınca 45 dakika; kulağa ne hoş geliyor.Oysa bir zamanlar öğrencilik ve Antalya, 11 saat kıyıdan çekilen zorlu yolculuk ve yorgunluk demek oluyorken...
Muratpaşa'da denize nazır göz alabildiğine uzun bir sahilde lacivertle kızılın öpüştüğüne bir otel odasından şahit olmak ve yıllar sonra iyot kokusuyla uyanmak...(yaşayan bilir) mayhoş bir tat bırakır, sonra çağlayan bir heyecan...bir coşku, bir enerji...keşfetme tutkusu doruğa çıkar.
Kuzeye doğru giderken ilk günün ilk keşfi kente sadece 15 km uzaklıkta Dünya'nın sayılı şelalerinden Düden oluyor. 50 mt yükseklikteki Falezler'den Akdeniz'e köpük köpük dökülen büyüleyici Düden, hayran bakışlara mahçup ve zarif bir edayla karşılık veriyor.
5 km daha yol katetmek, tabiat parkı içindeki Kurşunlu'da soluğu almak demek.Keş-fi alem sizi içine, sizse derinlerde özünüze doğru çekiliyorsunuz. Yeşil maviyle sarmaş dolaş! Kurşunlu en az Düden kadar heybetli, 18 mt'den ayaklarınıza dolanacak kadar da yakın ve samimi...
Su bereket, su güç, su temizlik demek..
Canınız tarihle bütünleşmek istediyse bir 30 km sonra Aspendos şehri ve tiyatrosu 2000 yıllık heybetiyle sizi karşılıyor. Aspendoslu Zenon'un bu müthiş mimariyi hala korunan akustikle nasıl inşaa ettiği şaşırtıcı bir merak uyandırıyor. Roma devrini ve çevrenizde onca gezgini zamanın içinde eritmeye çalışıyor, mantık temeline oturtamıyorsunuz.Aspendos hemen yanında kendisine arkadaşlık eden Boğazak Akarsuyu'na sırlarını ifşa ederken biz debisini azaltmaya hiç niyeti olmayan Manavgat Şelalesi'ne ve ordan Side'ye uzanıyoruz.
Su hayat, su güç, su bereket ve Akdeniz tatil demek...
Side, tarihin derin izlerini hala taşıyan antik kent müzesiyle ve hala korunabilmiş sütunlarıyla bizleri büyülüyor.Side'nin berrak deniziyle ve incecik kumuyla tanışınca ister istemez ayakkabılarınızı çıkartmak cazibesine kapılıyorsunuz.Tertemiz bir Akdeniz incisi olan bu şehrin, taş kaldırımlı sokaklarında, kaybolmak hissiyle dolaşıyor, bütün yolların yelkenlilere el sallanan kıyılara çıktığına çocuk heyecanıyla şahit oluyorsunuz.
Alanya Kalesi'nde meltem esintilerini sıcak çay keyfimize şeker ederek akşamı karşılıyor keşif tutkusuyla sonraki günü planlamaya başlıyoruz...
Köprülü Kanyon'da yada Dem Çayı'nda rafting heyecanı, astım hastalığı için şifa kaynağı olan Damlataş mağaralarının mistik havası, Aşıklar ve Korsan mağaralarının keş-fi alem'e dahil edilesi duruşları, Osmanlı Tophanesi, Alanya Müzesi, 135 km'lik gidişin satır aralarına sığdırılamamış farklı renkleriydi. Dönüş rengarenk,dönüş 2. güne hazır, dönüş 'iyiki gelmişim' dedirten, tatmin dolu...
Yakamozlu bir geceyi Muratpaşa'dan Lara'ya armağan eden Yaradan, Antalya'ya otoyoldan 120 dakikada akan bizlerede önce mahur bakışlar sonrada geceyi kucaklayan deliksiz bir uyku armağan ediyor.
Keş-fi Alem devam edecek...
.