Zülfiyare Dokunan Toplumsal Cinnetler
3.Sayfa gazete haberlerinin esaretine kapılmış Türkiye gündemi...öfke mayalanmalarının yürek sızlatan toplumsal sarsıntılara dönüşme hikayeleri...Şiddeti bir dil olarak kullanan tanımakta zorlandığımız bizim insanlarımız!
Merhamet damarlarımız mı kurudu?
Haber bültenleri yetiştiremez oldu cinnet haberlerini:
Özemek apartmanında 3'ü çocuk 8 kişi katledildi
Daha dün komşu çocuğunu sobada yakan zanlı tutuklandı
Önceki gün kendi çocuğunu zincire vuran baba gözaltına alındı
Topluca öldürülenler, vurulanlar, sürülenler,darp edilenler,nazlı bayrak altında kırmızı şehadet yudumu içirilenler, ağıtlar, sitemler, hüzünler ,bitmek tükenmek bilmeyen önceki gün yaşanmışlıkları...
Şiddet küreselleşiyor ve sanki yaşama şuuru verilmemiş insan evlatlarının şiddet haberleri kopyalanıyor!
Ölçüsüz bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. Narsist eylemler, körelmeye başlayan yaşam bağlarını, korunaksız, sığınaksız,öncesiz ve dahi sonrasız yapıyor.'Ben' duygusu aşınmış değerlerin boşluğunu doldurmaya çalıştıkça, hayatı sufli çıkarlar bütünü olarak algılayan bir kültürle karşı karşıya bırakıyor bizi!
Batıda ' pompalı tüfekle okul basıp onlarca kişiyi öldüren öğrenci haberlerinin ülkemizde de bir düğünde aynı aileden onlarca insanın katledilmesi' haberinden hiçbir farkı kalmadı artık.
Aktarılanlar adli bir vaka olmaktan öte toplumsal bir trawmayı anlatıyor.
Üstad Necip Fazıl'ın 'Cenk Akşamlarını' hatırlıyorum, bugünlerde sık sık:
Akşamı duya duya
Sular yattı uykuya
Kızıllık çöktü suya
Sandım bir cenk akşamı.
Bitsin bu cenk akşamları...Özümüzdeki Rahmet ismiyle gaflete merhamet etmek gerek. Adı Cenk Akşam'ıda olsa Cinnet Akşam'ıda olsa bitmeli bu kararan vakit. Aslına dönen Merhamet Nesilleri dilemek gerek.