Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Nalan KUZU
Nalan KUZU
OCAK

Ben yaşamışım onlarca Ocak…

 

Kimi seksen kış görmüş, kimi henüz beşinci yazı bekliyor.

 

Hiçbirini hatırlamıyorum.

 

Benim akranlarımda hatırlamaz

 

Ocak su gibi akar avucumuzdan.

 

Bir damlası kalmaz.

 

Yılın ilk ayı, ilk tecrübelerimiz, ilk heyecanlarımız, alışmaya çalışmalarımız…

 

Hepsi o kadar işte!

 

Biz "böyle " yaşayanlar…

 

Mevsimlerin ve toprağın dışında…

 

Yerin yedi kat dibindeki kayalar kadar sağır…

 

Yaşar gideriz.

 

…………….

 

Yaşadığım mevsimleri hatırlamıyorum.

 

Benim akranlarım da hatırlamaz.

 

Büyükbabam rahmetlinin "950 Ocak ayında…" filan diye söze girişine şimdi daha çok gıpta ediyorum.

 

86"nın yazı, 93"ün baharı, 2000"in kışı, 2005"in güzü…

 

Neydi?

 

Nasıl olurda böylesine iz bırakmadan, böylesine sabun köpüğü bırakarak geçip gider mevsimler?

 

Ben bunu bilemem.

 

Benim akranlarımda bilemez.

 

………………

 

İşte Ocak

 

Dışarıda "gürül gürül akan bir dünya"…

 

Tamam kardeşim, domatesler hormonlu, ekmeğin tadı tat değil…

 

Su acıya çalıyor, bağ bahçe yok, koyun kuzu yok, tamam, asfalttan solucan, betondan ısırgan otu çıkmıyor tamam.

 

Ama hiç mi…?

 

Hiç mi Ocak yağmuru Nisan güneşi gibi ağmaz insanın kalbine?

 

Hiç mi içimizi ısıtacak, soğuklara fırtınalara karşı durduracak bir şey kalmadı yeryüzünde?

 

Bizim baktığımız hep bu taş kesilenler,bize bakan hep bu bet suratlar mıdır?

 

Ocak nerede arkadaşlar?

 

Ben bilmiyorum.

Siz de bilmezsiniz.

 

……………….

 

Ben gemiden de korkarım, paraşütten de…

 

Biz hep korkarız.

 

Biz tayfa yazılamayız, Everest"e çıkamayız, işyerini kapatıp, sakin bir kasabaya yerleşip hergün sahilde dolaşıp denizi seyredemeyiz.

 

Bizim başımıza taş mı desem, kum mu; çok ağır bir şey dökülmüştür.

 

Biz ayağa kalkacak gücü bulamayız.

Ocak bizim yanımızdan…

Hızlı geçer, çok hızlı.

Eteğini tutamayız.

……………………

 

Zaman zaman …

 

O içimde kalp gibi vuran şey de olmasa…

 

O inilti, o haykırış, o heyecan, o telaş da olmasa….

 

Olmasa…

 

Biz içimize yaban kurtları kapatmışızdır.

 

Biz içimize delişmen kuzular ve üveyikler ve tilkiler kapatmışızdır.

 

Ağır kapakları kaldıramayız.

Ben kaldıramam.

Arkadaşlarım da.

Ocak işte; gelir geçer.

Bakakalırız.

Bu yazı toplam 24899 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Adnan DENİZ / 24 Ocak 2011 Pazartesi 07:35
Evet Yaşanılan aylar iz bırakmadan giderler ama yüreklere inmiştir izleri...Soğuğu,kışı ve en önemlisi yokluğu varsa insanın öyle izler bırakırki kış mevsimi.Kimilerinin beyaz örtüyü romantizim saydığı ülkemde kimileri açlık saymaktadır.O yüzden zamanın farkında olanlar anlar ocak ayını ve kışı.Teşekkürler ...aslında pek düşünülmemiş bir yazıydı.Çok ilginç buldum.
100 %
Beğendim
Beğenmedim
fatma ak / 22 Ocak 2011 Cumartesi 23:54
bu kadar mı güzel anlatılır..harikasın yaa.. yüreğine ,kalemine sağlık...
100 %
Beğendim
Beğenmedim
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber