Nisanda 392 km
Yorulmuşum…
Kimbilir hangi rüzgar uzak diyarların kokusunu savurmuş…Ve ben kendimi yollara vurmuşum.Karlı dağların yamaçlarında güneşi perde perde hissetmiş her km"de ufka aşık olmuşum.
Muhteşem hayaller varmış içimde, unuttuğum
Belki de unutmak istediğim ara renkler
Sunulmamış özlemler, koklanmamış baharlar
Görülmemiş rüyalar varmış…
…yıldızların renginde.
Horzum" dan sonra virajın ruhu…beyazın yeşile,yeşilin maviye karıştığı büyük şaheser! Hangi ressam geniş omuzlu şovalenin tuvalle dansına, boyaların ıslak ritmiyle eşlik edebilir, Yaradan"ın mükemmel sunumuna eş…
Hava 27 derece, yazdan kalma bir nisan sabahı, deliliğe vurup düşmüşüz yollara…Tam 392 km.Yapraklar yeşile durmuş, yaylalar şenlenmiş, festivaller sırada.Hava turuncu…Çam ağaçlarının zeminle öpüştüğü yerlerde beyaz örtüsünü, gelinliğini kaldırmamış toprak ama hava sıcak mı sıcak!
Baraj kıyıları pembe zakkum ve papatya tarlaları… Ahşap kulübeler, gülümseyen yüzler, yüksek duvarlı kaleler ve Obruk"un çağlayan sesi!
Adana"dan Tufanbeyli"ye uzanan istikamette ilk kez yola çıkıyorsanız ve aylardan Nisansa, algılarınız açık, Kozan"dan Kayseri sınırına kadar büyülü bir masaldan rol çalan baş kahraman oluverirsiniz; Şar köyünün kraliçe Puduhepa" sı gibi.
Tarihe notumuzu doğaseverlere 392 km armağan ederek düşmek istedik. Hakkını vererek nefes almayı becerebilenlere…
Bir haftasonu ve bir çadır yeter.