Düşündüklerinizin ve konuştuklarınızın kalitesinde yaşarsınız. Tüm hayatınız ve sağlığınız hücrelerinde var olan atalarınızdan aktarılan ve kendi geçmişinizden gelen bedeninizdeki suyun içindeki bilgilerin kaynağıdır.

Fransız bilim adamı Dr. Jacques Benveniste araştırmalarında DNA hücrelerinin belli bir frekansta titreştiğini farklı titreşimlerdeki iki hücre yan yana geldiğinde yeni bir frekans oluşturup birlikte bu frekansta titreşmeye başladıklarını ve elektromanyetik dalgalar ile bir çağlayan oluşturup ışık hızında yolculuk ettiğini keşfetmiş. 1980″lerde başlattığı çalışmalarında suyun hafızası olduğunu anlamış. Suya bir madde ekleyerek bunu 1 Milyon kez sulandırılmış ve özel bir alet ile aşırı hızda karıştırarak o maddenin yok olacağını tahmin etmiş ama hala maddenin suda mevcut olduğunu görünce deneylere milyonlarca kez daha sulandırarak devam etmiş. Ancak ne kadar sulandırsa da suyun içine en başta eklenmiş olan maddenin yol olmadığını tespit etmiş. Araştırmayı yapan Benveniste”nin bir iddiası daha var: “Biyokimyevi maddelerin yaydığı sinyal kaydedilip, internet aracılığıyla dünyaya yayılabilir ve bu sinyal biyolojik hücreleri sanki gerçekte o madde varmış gibi etkileyip değişim oluşturur” diyor.

Bu ne kadar etkileyici bir bilgi; unutmayalım ki insan bedeninin %85″i sudan oluşuyor. Öyleyse düşüncelerimiz, konuştuklarımız bedenimizdeki suya kaydediliyor ve o kalitede yaşıyoruz.

Araştırmalar ileriki aşamalarda şu gerçeği ispatlamış: “İnsanın titreşimsel enerjisi, düşünce kelimeler, fikir ya da müzik, hatta suya oynatılan filmlerin dahi suyun moleküler yapısını etkiliyor. Görsel anlamda bu moleküler değişimi belgelemek için su damlacıklarını dondurup fotoğraf çekme kapasitesi olan bir, karanlık alan mikroskobu altında inceleniyorlar.

Üzerine dua edilen bir bardak su, sürekli hakaret edilen bir bardak su ve heavy metal müzik dinletilen su ayrı ayrı inceleniyor. Ve oldukça etkileyici sonuçlar elde ediliyor.

Üzerine dua okunan, olumlu cümleler kurulan su moleküllerinde büyüleyici çiçek motiflerini andıran kristalize şekiller oluşurken; hakaret edilen ya da sert müzikler dinletilen su moleküllerinin şekilsel olarak bozuklukları olduğu saptanmış.

Su; canlı, tüm duygularımıza ve düşüncelerimize tepki veren bir maddedir. Suyun kelimelerin anlamlarının enerjisini kopyalayıp, görüntü olarak verdiği yansımanın gerçekliği şaşırtıcı… Korku ve şiddet içeren bir film oynatıldığında bardakta duran suyun bile şekil bozukluğuna uğradığı görülmüş. Bu yüzden sizlere bu tarz filmleri hiç seyretmemenizi veya mümkünse uykudan önce seyretmemenizi tavsiye ederim. Uyumadan hemen önce yapılan şeyler bilinçaltına daha çabuk yerleşir ve bizleri etkiler.

İki ilkokul öğrencisi ev ödevi olarak bir deney yapmışlar. İki farklı şişeye pişmiş pirinç koyup; şişenin birine “Teşekkür ederim.” ,diğerine ise “Seni aptal!” diye tekrarlamışlar. Bir ayın sonunda “Seni aptal!” denilen pirincin renginin sarı ve helmelenmiş pirinç gibi olduğunu, pirincin bile kelimelerden etkilendiğini görmüşler. Sizde deneyebilir bizzat gözlemleyerek inanırlığınızı artırabilirsiniz.

Hemen anımsayalım yakın tarihteki “Çernobil Nükleer Santrali”ndeki kaza dolayısıyla yayılan olumsuz radyasyonu (radyoaktif titreşimler) ve bunun suları nasıl zehirlendiğini... Uzun yıllar radyasyon yok olmaz ve sizi içten içe zehirler;işte insanlardaki paniğin sebebi buydu.

Galiba bundan sonra sıradanlaştığımız birçok olay gibi farkındalık eşiğimizi biraz daha yükselterek ve içimizdeki güzellikleri içtiğimiz suları da birer dantel kristaline dönüştürerek bol bol su içeceğiz