Sınırsız Girişimci Özgürlüğü /Dershanelerin Kapanması
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın dershanelerin önümüzdeki dönem kapatılacağı yönündeki açıklamaları şaşırtıcı ve bir o kadar tartışmaya açıktı.
Dünya"nın çeşitli ülkelerinde okula destek olan ve üst öğretim okullarına geçiş fırsatları veren kuruluşlar var. Güney Kore, Japonya gibi Uzak Doğu ülkeleri, Yunanistan, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya gibi AB ülkelerinde ve ABD"de özel ders dershaneciliği yaygın. Gelişme hızı yüksek olan Uzakdoğu ülkelerinde dershaneye gitme oranı yüzde 50"lerde. Türkiye"de ise bu rakam sadece yüzde sekiz.
Türkiye"de 4 bine yakın özel dershaneden 1,5 milyon öğrenci faydalanırken 100 bine yakın dershane çalışanı bu sektörden maaş alıyor. Dershaneleri kapatmak demek azaltılmaya çalışılan işsizler ordusuna yeni mağdurlar eklemek olacak.
KPSS"ler, ÜDS"ler, YDS"ler, TUS"lar, DUS"lar, Yatay Geçiş Sınavları, Dikey Geçiş Sınavları, Açıköğretimler, -ler, -larlı birçok sınavı aynı anda kaldırmak nasıl olacak? Dershanelerin 100 bin kişilik istihdamının kaçta kaçı yeni özel okullara kaydırılabilecek?
Devlet okullarındaki eğitimi yeterli bulmayanların kıt kanaat imkânlarla dershaneleri tercih etmeleri ve bu imkânlarla özel okula gidemeyecek olmaları önce devlet okullarının imkânlarının iyileştirilmesi, sonrasında böyle bir uygulamaya geçilmesi gerçeğini tartışmaya açtı. Dershanelerin yokluğunda dar ve orta gelirli vatandaşlar çocuklarını iyi bir okula yerleştirmek için özel ders almaya çalışacaklar ve buda ailelere maddi olarak ciddi bir külfet getirecek. Dersanecileri "para tatlı geliyor" diye azarlayan bir güç olgusunun sorun olarak gördüğü ve kapatmaya çalıştığı şey aslında bir sorun değil, devletin kaliteli eğitim sorunsalının çözülememesinin sonucunda piyasadaki özel işletmelerin kendince oluşturduğu bir çözüm. Kaliteli eğitim ve öğretime ihtiyaç ortadan kalkmadıkça bir başka deyişle ilköğretimden liseye devlet okullarında dershaneye gerek duyulmadan eğitim ve öğretim yapılmadığı müddetçe, siz dershaneleri kapatırsınız bu defa özel ders piyasası patlar. Ayrıca fırsat eşitliği ortadan kalkar ve dar gelirliler o özel derslere güçleri yetmediği için çocuklarını gönderemezler. Dershanelerin kapanması vergi kaybına yol açar, böylece evlerde özel ders verenler kayıt dışı ekonomiyle devletin genel yapısına ve adalet sistemine de zarar verirler.
SETA"nın 2012 yılında sınava giren 1,5 milyon öğrenci arasından rastgele seçilen 120 bin öğrenci üzerinde yaptığı araştırmanın en çarpıcı yönü 53 bin 240"ının yani yüzde 44"ünün dershaneye gidiyor olmasıydı. Rapora göre gelir düzeyi 750 tl ve altında olan ailelerin çocukları dershaneye giden öğrencilerin yüzde 85"ini oluşturuyor.
1980 yılında Güney Kore"de dershaneciliğin yasaklandığı bilgisinin verildiği araştırmada özel ders talebinden dolayı korsan eğitimin doğduğu vurgulanıyor. Hükümet sonraki yıllarda yasağı kaldırarak 1984 tarihinde dershane faaliyetlerinin devamı için yasa çıkardı.
Devlet teşebbüs özgürlüğüne saygı duymak zorunda! Devlete ait olmayan, herhangi bir vatandaşa ait özel işletmeyi kapatma kararı alan bir yönetim biçiminde serbest piyasa özgürlüğü nerede? Girişimcilik özgürlüğünden nasıl söz edebiliriz! İbrahim Öztürk"ün de söylediği gibi "Birileri şartlarına uyarak isteyene bilgi satmak" istiyorsa, birileri de gelip bu hizmeti satın almak istiyorsa, buna engel olmaya kalkmak da neyin nesi? Buna göre Halk Ekmek"e rakip oluyor diye fırınlar, TOKİ"ye rakip oluyor diye inşaat firmaları da kapatılsın öyle mi? Yasaklarla dolu bir sivil alan düşünülecek en son şey olsa gerek!
Çözüm: Okulların eğitim ve öğretim kalitesi arttırılmalı, okullardaki müfredat ve çözülen soru çeşitleri sınavlarda istenen cevapların paralelinde olmalıdır.