Hz.Ömer"in güncelliğini hiç yitirmemiş ve yitirmeyecek vecizelerinden biri olan bu muhteşem söz günümüzün bir çok sorununun çözümüne ışık tutuyor.Allah için ne yaptın ? denilince insanların aklına önce bireysel ibadetler geliyor.Bu doğru bir yaklaşım değildir.Bireysel olarak üzerimize zaten farz olan ibadetlerle yükümlüyüz.Burada kastedilen

bireysel yükümlülüklerimiz değil Allahın kainattaki emanetleri için ne yaptığımızdır.

Bireysel ibadetlerimiz bizi bağlar,bakmakla mükellef olduğumuz aile bireylerimizin ihtiyaçlarının karşılanması doğal olarak görevimizdir.

Ya Allahın emanetleri olan ;

Düşkünler,zayıflar,garipler…

Hayvanlar.

Bitkiler.

Toprak,hava,su…çevremiz.

Bunlar için ne yapıyoruz ?

Ne yapmak zorundayız ?

Yukarıdakiler bizi yaratan tarafından bize emanet edilmiştir.Bunların bakımı,korunması bizim en asli görevlerimizdendir.

Allahın bize emanet ettiği vücudu korumamız nasıl üzerimize çok önemli bir vazife ise diğer emanetlerinin korunması da o derece önemli görevlerimizdendir.

Allahın bize emanet ettiği dünyamızın; kirletilmesinden,yanlış ve hoyrat kullanılmasından sorumluyuz.Dünyamızda yer alan bitkilerin,hayvanların bize ihtiyaç duydukları oranda onlara destek olmamız Allahın emanetlerine olan saygımızı gösterir.

Sonuç olarak ""BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN ?""sorusuna verilecek cevap;

yapılan bireysel ibadetler değil,çevremize olan duyarlılığımız,muhtaçları sahiplenmemiz,bitki ve hayvanlara karşı hassasiyetlerimizdir.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyebilen bir insanın insanlığı zayıf,Müslümanlığı yok derecesine düşmek üzeredir.

İyi bir Müslüman yakın ve uzak çevresine duyarsız kalamaz,kalmamalıdır.Filistin"deki mazlumdan da,Somali"daki çocuktanda,kirlenen çevreden de,havadan da,Hidroelektrik santrali kuracağım diye dereleri,doğal hayatı mahvedenlerden de sorulacağımız unutulmamalıdır.