Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Vedat KAHYALAR
Vedat KAHYALAR
İslam coğrafyası neden bu kadar etkisiz
 
 
Üretim ve hukuku önemsemiyorlar.
 
 
Eğitim,üretim,liyakat, adil paylaşım bu yüzden gelişmiyor.
 
 
Bencilce zenginlik ve güç devşirme arzularını "siyaset, dava, parti, din " diyerek perdeliyorlar. Çoğu siyonist finans kuruluşlarından ölçüsüz paralar alıyorlar,  yüksek faizlerle. Bu paralar çoğunlukla kişisel veya az sayıda bir grubun kullanımına sunuluyor.Yapılan harcamalar"bunların çoğu inşaat"  4-5 misli maliyetle yaptırılıyor. Faiz bağımlılığı hiçbir taviz vermeden sürüp gidiyor. Ne din, ne millet ne vatan... zerre etkilemiyor hedeflerini.
 
 
Ondan sonra gelsin Gazze, gelsin PKK, gelsin IŞİD, gelsin enflasyon,gelsin ölçüsüz göçmen yığınları. 
 
Şehir hastaneleri, Havalimanları, yeni üniversiteler...yeniden inşaat ...inşaat...inşaat...inşaat.
 
 
SİYASAL / sayısal İSLAMIN İFLASI
 
 
Oliver Roy, ''siyasal islamın iflası'' isimli bir kitap yazmıştı. Ortadoğunun bir çok ülkesinde islamcıların iş başına geldiği bir dönemde. Roy özetle bırakın gelsinler, geldikleri gibi giderler diyordu kitabında. Gerekçesinide şöyle açıklıyordu. Ellerinde bir islami toplumsal projeleri yok. Sosyal,siyasal, ekonomik ve kültürel.
 
 
Roy bu sözleri söyleyeli otuz yıl oldu ve gerçekten haklı cıktı.Tüm ortadoğudaki siyasal islamcıların halkın heyecanından başka topluma sunacakları bir alternatif islami projeleri olmadığı, sorunlara islami çözümler üretemedikleri görüldü.
 
Çünkü ortaya koyacakları siyasal islami proje, sermayenin, güç odaklarının, hakım sınıfların, derin devletin,mafya gruplarının güç ve iktidarlarını alaşağı etmek anlamına geliyordu. İşte Muhammed peygamberin yapıp siyasal islamcıların yapamadığı buydu. Muhammed peygamber tüm bu otoriteleri ( Mekke oligarşisini ) alaşağı eder iken siyasal islamcılar bunlara hizmet etti . Servetlerine servet kattı, güç ve hakimiyetlerini perçinledi. Siyasal islam adı altında ortaya koydukları dindar gençlik hayalleri, TRT de cenk dizileri, başörtüsü, iftar davetleri ve bolca mescid açma, cami yapma dışına çıkmadığı,  toplumsal, sınıfsal, iktisadi ve içtimai hayatı düzenlıyecek islami eşitlikci ve sosyal adaletci bir projeleri olmadığı gibi ekonomide nas var diyerekte faizin kalkmayacagı gerçegini acı bir bir şekilde tecrübe etti.
 
Kısaca Oliver Roy," bozuk düzenlerını tamir edecek bir İSLAMİ projeleri yok. O bozuk düzen, onları da bozacak, geldikleri gibi gidecekler, bunların gelmesinden korkmayın, endişeye yer yok" diyordu. Uluslararası güçlere, oyun kuruculara.
 
Çok üzgün ve şaşkınım ki Oliver Roy haklı çıktı. 
 
Değer üretemeyen değersiz kalır...
 
Katmadeğeri, ton bazında 100 bin  doların üzerinde üretim yapamıyorsanız  gelişmiş ülke değilsiniz. Yani 1 kg ürün üretip, 100 dolara satabilir musunuz?
 
Ülkemizin ihracatının kg fiyatı 1 doların altında. 
 
Mermer, tekstil, plastik, fındık, incir, domates, limon ...ihraç ederek gelişmiş ülkeler ligine çıkılmıyor .
İş bu kadar basit...
 
 
Tarım ve hayvancılık önemli bir değerimizdi. Özellikle bu ürünleri işleyip, paketleyip, markalaştırılmış olabilseydik çok şey farklı olabilirdi. Dünyaya satabildiğimiz ne et ürünümüz, ne süt ürünümüz ne fındık, incir türevleri sanayi markalarımiz olabildi.
 
 
Ailesel, dinsel, endüstriyel,  bitkisel, hayvansal, çevresel, kentsel değerleri  zayıflatanlar, değersiz bir toplum yaratır ve olan da bundan ibaret...
 
 
Toplumların bozulması,yozlaşması, çürümesi ve çöküşü iç içe geçmiş birçok nedenle bağlantılıdır. Ancak bu nedenlerin en önemlisi adalet ve liyakatin terk edilmesi, emanetin artık ehline verilmemesidir. Çünkü liyakatsizlik bir toplumun adalete, emeğe, gayrete olan inancını yok eder.
 
 
Hz.Muhammed  (A.S.) yaşadığı ve yönettiği dönemde, şımarık zenginlerle, haramzadelerle, mafya ile ve ırkçılarla mücadele etti.En önemli mesajı ; Ahlak, eşitlik ve adalet üzerindeydi. Servetin belli aile ve gruplarda toplanmasını uygun görmedi ve adil dağıtılması için büyük gayret gösterdi.
Günümüz siyasal islamcıları bunların hiçbirine gereken önemi vermedi.
 
 
İtibardan tasarruf olmaz garabeti bizim cografyalardan silinmedikçe, " eğitim ve üretim " vizyonu yönetimlerin birincil hedefi olarak benimsenmedikçe, gelişme ve  gelişmiş ülkeleri yakalama boş bir hayal olarak kalır.
 
 
Üniversiteler,  öğrencileriyle, öğretim üyeleriyle, araştırmalarıyla, yayınlarıyla, geliştirdikleri fikir ve ürünleriyle ülkelerinin gelişmişlik seviyelerini ortaya koyarlar.
 
 
İslam coğrafyasındaki üniversiteler, bilimsel çalışmaları, araştırmaları ve yayınları gibi Gazze soykırımını tepkide bile batıdakilerden geride kaldı.
 
 
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Dinler Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz'e kulak verelim:
 
'Gazze'deki soykırımı telin eden bir toplantı yapalım dedik. Cübbelerimizi giydik ve gittik oraya. Tüm İstanbul'da kaç kişiydik biliyor musunuz?: 200 kişi. Sadece İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'de 180 akademisyen var. Bugün Yale'den Harvard'a birçok akademisyen ve öğrenci kendi kariyerini ortaya koyarak zulme hayır diyorsa bu çok onurlu bir şeydir. Üniversite insana gerçekten onurlu bir duruş kazandırmalı.?
 
 
Üniversiteleriyle, öğrencileriyle, siyasal kurumlarıyla,STK larıyla, medyasıyla, ordularıyla,iş dünyalarıyla islam coğrafyası ve yöneticileri iyi bir sınav veremedi. 
 
 
Durum Türkiye'de böyle idi. Diğer islâm coğrafyalarındaki üniversiteler ve STK lar benzer tavırlar göstererek ülkelerinin;  egitim, özgürlükler, hukuk standartları, yönetim kaliteleri hakkında benzerlikleri sergilediler.
Bu yazı toplam 591 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber