İSLAM VE YÖNETİM
İçerisinde bulunduğumuz mübarek üçaylarda İslam dininin yönetim bilimine katkılarının araştırılmasının bir takım seviyesiz magazinsel haberlerden daha hayırlı olduğunu düşünüyorum.
Asr-ı Saadette Peygamber efendimizin sergilediği yönetim, tüm zamanların en adil, planlı, insana ve çevreye duyarlı mükemmel bir yönetim tarzıydı. Medine"de kurulan ilk İslam devletinin yapısında planlama, katılımcılık, görevlerin anlatılması,eşgüdüm ve kontrol en iyi şekilde gerçekleştirilmiştir.Bundan dolayıdır ki o günlere ASR-I SAADET denmiştir.Yani mutlu dönem,mutluluk zamanları.İnsanlık; tarihinin en güzel dönemlerini asr-ı saadet döneminde yaşamıştır.Bugün dünyanın en gelişmiş kentlerinde denenen "" öğrenen şehir""modelinin Peygamberimiz tarafından 1425 yıl önce uygulandığını tüm dünya biliyor.Bir taraftan Medine"de devlet kurulurken öte yanda Müslüman toplum sıkı bir eğitimden geçiyordu.Peygamber (AS); eğiticileri eğitiyor,eğiticiler halkı eğitiyordu.23 yıl gibi kısa bir zamanda kız çocuklarını toprağa gömen,insan hakları diye bir kavramın olmadığı,toplumsal dayanışmanın bilinmediği,okuma yazma oranının sıfıra yakın olduğu Medine"de gelişmiş bir devlet kuruldu.Yasaları olan,ekonomisini oluşturmuş,güvenlik teşkilatını kurmuş,yoksullarını bile güvenceye almış,hazinesini kurmuş,toplumunun eğitim,sağlık,güvenlik problemleri için önlemlerini almış tarihin en ciddi devletlerinden biri Kuran rehberliğinde,peygamberimiz tarafından kurulmuştur..Peygamberimiz döneminde gelişim sürekli olmuş,okuma yazma oranı gün geçtikçe artmış dünyanın o dönemdeki en gelişmiş topluluklarından biri halini almıştır.
Peygamberimizden sonra gelen 4 halife devrinde devletin temelleri güçlendirilmiş, toplumsal gelişim sürmüştür.Bu dönemde devletin coğrafi sınırları artmış,valilik sistemi yönetimin temeli olmuştur.Bugün uygulanan sistemin bir benzeri o günün şartlarında olabildiğince adil,halk merkezli,eğitici,koruyucu bir biçimde uygulanmıştır.
Bu adil ve başarılı uygulamayı yapan halifelerden biri de ilim şehrinin kapısı diye adlandırılan Hz.Ali"dir.(Ra).Çok zor bir zamanda göreve gelen HZ.Ali"nin valilerine gönderdiği YÖNETİCİLERE ÖĞÜTLER"i bugün bile vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır.
""Makam sana binmesin, sen makama bin""başka bir ifade ile
""ŞEREF ÜL MEKAN BİL MEKİN""
Yani:bir yerin şerefi orada oturandan gelir.Makamı kullanarak kibirlenilmemesi gerektiği, yöneticinin o makamla değil, başarısıyla anılması gereği vurgulanmaktadır.Bugün belki de yöneticilerimizin en çok uyması gereken ama uymadıklar kurallardan biri değil mi Allah aşkına..!
Hz.Ali"nin ğütleri:
Halka karşı içinizde daima sevgi, nezaket duyguları besleyiniz
Din, dil,ırk farkı gözetmeden adil olunuz
Affetmekten çekinmeyiniz, cezalandırmakta acele etmeyin
Çalışanlarınızı seçerken kötü yönetici yanında yetişmiş olanı almamaya dikkat edin.
Yardımcılarınızı seçerken doğru, dürüst ve nazik kişileri tercih edin
Haksız kazanca düşmemeleri için çalışanlarınıza doyurucu ücret verin
Tayin edeceğiniz personel için derin araştırma yapınız
Çalışanlarınızı kontrol edin
Mektup ve müracaatlarla bizzat ilgilenin
Halkın güvenini kazanın, buna halkı inandırın
Sözünüzde durun
Yoksul, özürlü ve yetimlere duyarsız olmayın
Adaletsiz uygulamadan, haksızlıktan,yolsuzluktan kaçınınız
Liste uzayıp gidiyor.Bu tavsiyelerden bugün hangisi eskimiş..Hangisi işe yaramaz..
Bugün yetişen hangi yönetici için gereksiz bir öğüt var yukarıdaki öğütler arasında?