NE OLACAK BU SIĞINMACI SORUNU
Ülkemize sığınan 5 milyon civarinda Suriyeli sığınmacıların yanında,Afganlar,Irak'lılar,Afrika kökenlilerle sayının 10 milyona yaklaştığı zannediliyor.Zannediliyor diye yazdım çünkü hiç bir makam tam sayı veremiyor.
Bu göçlere kucak açmış olmak insani olarak ve islam kardeşliği açısından gurur vericiydi.Türk milleti gücü oranında birçok olanağını bu insanlarla paylaştı. Devletmizin kurumları,halkımız ve STK 'lar çok ciddi çabalar gosterdi. Muhacir gözüyle baktığımız kardeşlerimiz için, iş alemi de kapılarını açtı,eğitim kurumları gelenlerin çocukları için tüm imkanları seferber etti.Aynı şekilde hastaneler,sağlık ocakları da fedakarca tedavi etti milyonları, üstelik ilaçlarını bile karşıladı.Türk devleti ve halkı ensar görevini,ufak tefek aksamalar dışında hakkıyla yerine getirdi diyebiliriz.
Ama artık savaşın başladığı 2011 yılı üzerinden 11 yıl geçti,şartlar değişti hatta savaş bitti bile denilecek boyuta geldi.1 milyona yakın doğumla yeni sığınmacı bebelerimiz oldu.Sayı o kadar arttı ki bazı yerleşim yerlerinde Türk nüfusun önüne bile geçildi.
Biz ensar olarak çok şey yaptık ama başını Suriyeli ve Afgan'ların çektiği milyonlar aslında burada da kalmak istemiyor.Asıl hedef avrupa ülkelerine gidebilmek.Burada akrabalık ve iş bağları kuranlar dışında hiç biri ne burada kalmayı ne de kendi ülkelerine gitmeyi istemiyor.
Ülkemiz gelecekte ciddi sorunlara gebe.Uygarlık seviyesi,gelenekler ve kültürel olarak,aramızda önemli fark olan önemli bir kitle barındırıyoruz.Yer yer çatışmalar basladı bile.Böyle bir kitlenin kötü niyetli, güçlü ,emperyalist ülkelerin istihbaratları tarafından aleyhimize yönlendirebilme olasılığı çok yüksek.Hatta ABD de düşünce kuruluşlarında ilk makaleler yazılmaya başladı bile.
Biz once ASALA terörüyle sonra hain PKK teröruyle 50 yıldır mücadele eden ve bu uğurda trilyon dolara yakın kaynak harcamış,binlerce şehid vermiş bir ülkeyken bu macera ,bu risk neden alınır ?
Yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında,parti farkı olmaksızın büyük bir çogunluk ;
-bu misafirliğin artık bitmesini,
-Suriye devletiyle resmi görüşmelerin başlatılmasını,
-ABD 'nin sınırımıza kurulması için yüzlerce milyon dolarlık silah yardımı yaptığı, PYD ye karşı Suriye Cumhuriyeti ile birlikte mücadele edilmesini istemektedir.
Yeniden hatırlamamız gerekirse bu savaş ; ABD tarafından,Arap baharı projesinin son halkası olarak,İsrail'in güvenligi için uydu bir Kürt devleti kurulması ,Suriye'nin Filistin davasına verdiği desteğin zayıflatılması,Suud ve İsrail kökenli petrol ve doğalgazın Avrupaya güvenli taşınması ve Suriye'nin yeraltı kaynaklarının çalınması amaçlıydı.Bu amaçlarına büyük oranda ulaştılar.
ABD ,İSRAİL ve AB ülkeleri mağdurlara kucak açmak,yardım etmek yerine, büyük oranda; PYD İŞİD,EL KAİDE gibi grupları destekl meyi öncelikleri arasına aldılar.
Bu kirli savaşın kaybedeni müslümanlar oldu.Turkiye ve Suriye devletleri ve halkları oldu.
Suriye'de yer alan, Rusya ve İran ile bağlantı kurularak, Suriye devletiyle en sağlıklı barışın inşa edilmesi ülkemiz için hayırlı olacaktır.
Böylelikle yapacağımız yeni anlaşmalarla,göçmenlerin güvenle iadesi sağlanacak, hem komşuluğumuz yeniden tesis edilecek ,hemde terör ve güvenlik konularında ortak hareket edebilecegiz.
İnsani ve islami yükümlülüklerimizi yeterince yerine getirdik.Artık bu kardeşlerimiz, kendi kaderlerini, kendi ülkelerinde yaşamak zorundadırlar.Burada edindikleri deneyimleriyle ,ülkelerinin yeniden inşası için çalışmaları çok onurlu bir gelecek projesi olacağına büyük çoğunluk gibi bende yürekten inanıyorum.