HAÇİN KİTABI YAYINLANDI
Tarihçi Cezmi YURTSEVER, 1990 yılında Mustafa Onar"ın bir örneğini kendisine verdiği Haçin kaymakamı Karabet Çallıyan"ın savaş ortamında yazdığı notları çözümleyerek HAÇİN kitabını yayınladı.
-Kitabın başlığındaki Torosdağlarında Adana kadar nüfus barındıran Tarihi Haçin şehri yaşanan olaylar hatırlanmasın diye yakılarak yok edildi! açıklamasına yer verildi.
-Yurtsever, Ermeni Diasporasına çağrıda bulunarak Elimde bulunan Çallıyan belgelerini ve Haçin kitabını sizlere hediye etmek istiyorum dedi.
Tarihçi Cezmi YURTSEVER"in Haçin kitabının yayınlanması ile ilgili açıklamaları :
Osmanlı döneminin sonlarına 1920 yılına gelinceye kadar Torosdağlarında Adana"ya yakın nüfus barındıran tarihi Haçin şehrinin hiçbir şey hatırlanmasın diye yakılarak yok edilmesinin arka planındaki olayları Osmanlı ve ABD-Misyoner arşivlerinden araştırdım. ABD ve İngiltere"nin Anadolu"daki en önemli istihbarat merkezinin de Haçin"da olduğu bilgilerine ulaştım. Haçin"de yaşanan olayları yayınlayarak insanlığın bilgisine sunmak istedim.
ERMENİ KAYMAKAMIN NOT DEFTERİ TOPRAK ALTINDAN ÇIKTI
Günümüzde Saimbeyli olarak bilinen İlçe merkezinin yerleşim alanında bulunan tarihi Haçin şehrinde 1920 yılı Mart ve Ekim ayları arasında savaş devam etti. Sayıları 500"ü bulan sivil Türk tutsak olarak Hükümet binası ve kaleye kondu. Nisan ve Mayıs 1920 tarihlerinde Türklerin büyük bölümü kaçma girişiminde bulunurken köprü başında vuruldu. Ancak kadın çocuk ve bebekler bir süre daha tutsak hayatı yaşadı.
Haçin savaşı süresinde kamu yönetimini elinde bulunduran Ermeni asıllı Kaymakam Karabet ÇALLIYAN, tutsak Türklere karşı insani muamele yapılmasını komitacı başı Cebeciyan"dan istedi. Ancak istekleriz karşılanmadı. Çallıyan, yaşanan olayları ve kendi soydaşı komitacıların yaptıkları günlük kağıtlara yazarak bir bakır ibrik içine koydu. Ve savaşın son günü Haçin şehri yanarken Çallıyan"ın not yazdığı ibrik de bina enkazı altında toprağa karıştı. 1954 yılında bir inşaat kazısı esnasında tesadüfen Çallıyan belgeleri toprak altından çıktı. Yıllarca elden ele dolaşan Çallıyan belgelerinin bir kopyası benim elime de geçti. Ve defterin sağlam sayfalarındaki yazıları çözümleme çalışmalarını yıllardır sürdürdüm.
Çallıyan notları arasında Canileri yaptıklarından dolayı tarihin ve adaletin elinde boğulmuş olarak görmek istiyorum açıklaması vardı. Notların ayrıntılarında kumandan Cebeciyan ve yardımcısı Aram Çavuş"un tutsaklara insanlık tarihinde eşine rastlanmayan işkence yöntemini uyguladıkları bilgisine ulaştım.
PİŞİRİLEN BEBEKLER ANNELERE YEDİRİLMEK İSTENDİ
Tutsak alınan Türk kadınlar, savaşın ilk zamanlarında bulgur pilavı ve un çorbası takviyeli yemekler verildi. Ancak aylar sonrası Ermeni tarafın elinde yiyeceklerin azalması ve yaşanan olaylar dolayısı ile Türk annelerin kucaklarındaki bebekler alınarak kaynar kazalarda pişirilip bir tepsi içinde annelerine yedirilmek istendi. Bu olayı yaşayan Melek hatun, kendisinden geçerek gözyaşları içinde ağıtlar söyledi. Melek hatun"un ağıdını, aynı acıları paylaşan Ermeni Minas"ın hemşire kızı kaleme alarak yazdı. Ve ağıt metninin kaybolmaması mümkün oldu. Ağıt içinde yer alan Kele dudu kele dudu, Kanlı gömlek yu diyorlar, kaynatmışlar bebekleri, Ölü eti ye diyorlar dörtlüğü bebeklerin annelerine yedirilmek istenmesine karşı bir tepki idi. Ve acıları paylaşanlar da olayların tanığı Türk ve Ermeni kadınlardı.
ERMENİ DİASPORASINA TARİH ARŞİVİNİ HEDİYE ETMEK İSTİYORUM
Elimde bulunan ermeni asıllı Kaymakam Karabet Çallıyan"ın notları ile birlikte Haçin"de Türk ve Ermenilerin birlikte yaşadığı ortak tarihin kanıtları olan ARŞİV belgelerini ve özellikle de Haçin kitabını hediye etmek istiyorum.