Kürt Genconun Haçin Savaşında Öldürülmesi
-Kürt Genco Çavuş, Haçin"de (Saimbeyli) görev yapan bir Osmanlı askeri idi.
-Fransız işgali esnasında şehir merkezinde tutuklandı. Ve Hükümet binası önündeki çınar ağacında hayvan yüzer gibi vahşice öldürüldü.
-Genco Çavuş"un fotoğrafı Amerikan Misyonerler Arşivinden çıktı.
-Saimbeylili Mehmet Baykal, 1990 yılında Genco Çavuş"un öldürülmesi olayını tarihçi Yurtsever"e anlattı.
Genco Çavuş, Osmanlı ordusunda görev yapan bir asker... Görevli bulunduğu yer ise Saraycık Jandarma Karakolu... Şimdi Develi'ye bağlıdır. Şöhreti ise, Kürt Genco Çavuş olarak biliniyor. Genco Çavuş, ülkesine hizmet eden sadık bir Türk vatandaşı... Ermeniler, Genco Çavuş'un kendilerine uymaması üzerine onun aleyhinde ihzarda bulunurlar. Ve Haçin'e getirirler.
Mehmet Baykal, Genco Çavuş'u çok iyi tanıdığını açıklayarak onun başına gelenleri ise şöyle açıkladı:
"Genco Çavuş'u Ermeniler ihbar ettiler. Genco Çavuş yakalandı. Bir gün Hükümet Konağı önünde çarmıha gerilerek, "DİRİ DİRİ YÜZÜLDÜ"...".
Mehmet Baykal ile birlikte Genco Çavuş'un öldürüldüğü yere gittik. Şimdiki Belediye binasının yanı, 1920 yılında Haçin Hükümet Konağı imiş. Mehmet Baykal: -"İşte şurada dut ağacı vardı. Altında da çeşmeler akardı. Az ilerisi ise Hükümet Konağı idi." Mehmet Baykal, 88 yaşının verdiği mecalsizliğe aldırış atmeden -bir zamanlar dut ağacının bulunduğu yere gelerek- Genco Çavuş'un çarmıha gerilişini taklit ederek gösterdi. Olay esnasında tel kırbaçla dövülen, etleri iyice şişen daha sonra da çarmıha gerilen ve o esna da "koyun yüzer gibi" derisini soyarak işkence yapan sadist Aram Çavuş ve cellatlarının işlediği bir cinayeti de bizlere açıkladı.
Mehmet Baykal'ın kendi kayınpederi olan Yarpuzizâde Mustafa Efendi'nin öldürülmesini açıklaması ise ilginç idi. Mustafa Efendi'nin suçunun "çete toplamak ihbarı" olduğu, bu yüzden de yakalandığı ve Hükümet Konağı'nın önüne getirilerek Alay bandosu çalarken öldürüldüğünü açıkladı. Mehmet Baykal'ı dinleyelim:
-"Hükümet Binasının önünde Mustafa Efendi'yi tuttular. Ermeniler'in Alay bandosu çalmaya başladı. Burnunu kulaklarını doğrayarak kestiler. İlerdeki Taşköprü'ye kadar götürüp "Seni Feke'ye sevk edeceğiz" diye (köprüden) aşırıyorlar. Daha sonra da köprünün yanında iki kurşun sıkarak öldürüyorlar. Arkasından da zabıt tutup "Jandarmanın emrine uymadı. Feke'ye kaçmak isterken öldürüldü" diyorlar"...
Mehmet Baykal'la birlikte Taşköprü'nün Feke yolu ağzı tarafındaki ayağı yanında gece karanlığında Yarpuzizâde'nin öldürüldüğü yeri gördük.
Mehmet Baykal, Haçin savaşı ile ilgili hatıralarında kendi gözleri ile gördüğü bir başka olayı da anlattı. Şaban Çavuş'un kızının öldürülmesini...
Mehmet Baykal'dan bu hususta açıklamalar şöyle:
-"Ermeniler, Tepe mahallesinin açıkta olan meydanına bir Türk gelinini getirdiler. Oynatmaya başladılar. Ve bir yandan da bağırıyorlardı: -"Şaban Çavuş bak kızın oynuyor"... Şaban çavuş dürbünle bakar. Kendisinden geçer ve elindeki silâhı sıkar.
Ortalık karışır. Ermeniler birazdan yine bağırmaya başlarlar: "ŞABAN ÇAVUŞ! ENİŞTEN İLE GELİNİNİ VURDUN(!!!)"... Aslında Mehmet Baykal, Şaban Çavuş'un başına gelenleri açıklarken Ermeni canilerin Türk genç kızı ve gelinlerinin ırz ve namuslarına olan tecavüzleri anlatmak istiyordu.
Bir başka hazin olayı da Mehmet Baykal şöyle anlattı:
-"Haçin muhasarasında ben Süleyman Baytok'un yanında idim. Süleyman Baytok, dürbünü bana verdi. Ve -"Ermeniler çıkarsa benim omzuma vur"... Birazdan Kalekilisesi'nin kapıları açıldı. Aramızda 800-1000 metre kadar uzaklık var. Kalekilisesi'nin açılıp kapanan kapısının oradaki İki Ermeni orada dururken ben Süleyman Baytok'un omuzlarına vurdum. Süleyman Baytok, eline makineli tüfeği aldı. Ateş etti. Galiba Ermeniler'in ikisini de vurdu. Çığırışmalar oldu. Arkasından kalekapısının orada bir kalabalık görüldü. Dört kişi ayakları ve elleri omuzlarda bir insanı taşıdılar. Yere koydular. Arkasından aynı şekilde dört kişinin omuzlarında bir kişi daha yere kondu. Meğerse bunlar içerde (esir edilen) Türkler imiş. Öldürülmüşler. Aralarında dindar Hasan Hoca da vardı. Hasan Hoca ellerini açarak dua okumaya başladı. Ermeniler bu manzarayı bizlere seyrettirdiler... Bu manzaraya dayanamadık. Silahlar patladı. Kalabalık öteye beriye seğirtti. O esnada Hasan Hoca'da vurulmuştu"...
Haçin çarpışmaları esnasında Ermeni intikam taburlarının askeri başkumandanı olarak görev yapan ANTRANİK'İN YAVERİ, Cebeciyan'ın olaylar esnasında devamlı içki içen, Türk kadın ve kızlarına saldıran bir kişi olduğu keza Mehmet Baykal tarafından açıklandı, üç Türk kadınını zorla kendisine metres yaptığını açıkladı. Bu husustan Haçin'deki Ermeni Kaymakam Karabet Çallıyan'ın da haberdar olduğunu söyledi.
Mehmet Baykal, 1990 yılı Ocak ayı içinde 88 yaşında olmanın verdiği yaşlılığa bakmaksızın Haçin savaşlarında gördüklerini ve bildiklerini "canlı seyredilen bir film şeridi gibi" açıklıyordu. Olay yerlerini gösteriyor, hikâyelerini bile açıklıyordu. Çünkü olayları yaşayan ve gören bir kişi idi. Belki de olaylara girdiğinde yaşı henüz 18'ine girmiş genç bir delikanlı idi. Yakınlarından çok sayıda kişiyi kaybetti. Haçin'de yaşayan nice Türkler "insan haklarına uymayan" Ermeni caniler tarafından öldürülmüşler, ocakları batırılmıştı.