Fatih Sultan Mehmetin Sağlık Kanunları
Fatih, İstanbul"un fethinden sonra çıkardığı sağlık ve halka hizlmek kanunları ile doktorların şehir temizliğini kontrol etmeleri, hastaların kapısının vurularak evlerinde tedavi edilmesi istenmişti.
-Fatih"in İstnbul"u fethi olmayı dünya tarihinde Ortaçağ"ın sonu olarak görülmek istenirse o zaman çıkarılan kanunlara bakmak lazım.
DOKTORLAR HASTALARIN AYAĞINA GİDECEK!
İnsanları büyük yapan onun soy özellikleri,. zenginliği veya kendi kendine elde ettiği makamdan dolayı kendisini büyük, en büyük gösterme istekleri olabilir. Tarihin ve insanlığın gündeminde ise büyük insanlar yaptıkları işlerle anılır. Fatih Sultan Süleyman döneminde Osmanlı"nın başkenti olan İstanbul"da o günün şartlarında en ileri seviyede sağlık hizmetleri verilmek istenmiştir. Şehremini sözü o şehir halkının en çok güvendiği kişiye verilen sözcüktür ve Belediye Başkanı anlamına gelir. Eminönü isminin de kaynağı buradan gelir. Fiat ayarlamaları için bir çeşit kalite kontrol işleri yapan Narh müessesesi ile kentin sağlık hizmetlerini vakıflar eliyle sürdüren Darüşşifaların çalışmaları da önemlidir. Fatih Sultan Mehmet, kendi servetinden kurduğu vakıf ve Darüşşifa hizmetleri ile halk sağlığına büyük önem vermiştir. Fatih"in fermanında bu konuda yazılanlar aşağıdadır:
"Ben ki İstanbul Fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmet, bizzatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satun aldığım İstanbul'un Taşlık mevkiinde kâin ve malûmu'l-hudut olan 136 bab dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahih eylerim. Şöyle ki: Bu gayri menkulâtımdan elde olunacak nemalarla İstanbul'un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim.
Bunlar ki ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde, günün belirli saatlerinde bu sokakları gezerler. Bu sokaklara tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökerler ki yevmiye 20'şer akçe alsınlar; ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasp eyledim. Bunlar ki ayın belli günlerinde İstanbul'a çıkalar bilâistisna her kapuyu vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifası, ya da mümkün ise şifayab olalar. Değilse kendilerinden hiç bir karşılık beklemeksizin Darülacezeye kaldırılarak orada salâh bulduralar."